Nejat Karagöz
8 Haziran 2016
Türkiye’nin belki
de en bakir doğal güzelliğine sahipti Halfeti…
Küçücük, kendi
kendine yeten üstelik eğitim düzeyi en yüksek olan ilçemizdi.
Gün geldi,
Türkiye’nin her karışından para kazanmaya azmetmiş kirli vicdanlar buranın da
bu eşsiz güzelliğine kıyma kararı aldılar. Bunu da “Yatırım yapıyoruz”
ambalajında sundular.
Zaten halkının
önemli bir bölümü Almancı olan ilçeden, buna itiraz edecek bir toplumsal
hareket çıkması da zordu…
Dediklerini
yaptılar. On binlerce zeytin, ceviz,
kiraz, kayısı ve benzeri meyveli ağaç yok edildi. Yerleşim bölgesi sulara gömüldü.
Bu güzelim
cennetin yerine, dağ başında “Yeni Halfeti” adı altında, ruhsuz, şekilsiz, soysuz, ağaca ve yeşile hasret bir beton
mezarlık inşa edildi.
Halk çaresiz bu
betonlara gömülmeye razı oldu.
Eski Halfeti ise,
kesme taş evleriyle, yeşiliyle, doğasıyla sulara gark oldu gitti…
Betoncular gene
durmamış, doymamışlardı;
Tepeye, en tepeye
bir otel diktiler. Kalan üç-beş ağaççığı ve baraj göletini kuşbakışı gören bir
noktaya…
Hiç kimsenin
“Yapmayın, etmeyin…” yalvarışı da, hukuki girişimleri de fayda vermedi.
Elde kaldı, baraj
gölünün kıyı şeridi.
Buralara hemen
gezer- yüzer lokantalar kondurdular. Elbette bu insanların geçimlerini bir
şekilde temin etmeleri gerekiyordu. Bağı bahçesi sulara gömülmüş, varını yoğunu
kaybetmiş insanların ekmeklerini bu yoldan çıkarmalarına kim ne diyebilir ki…
Ama bir şey var ki
akıllara ziyan.
Bu göletin batı
yakasında otel motel yapmaya elverişli olmayan incecik bir şeridi de Anlı Şanlı
Urfa belediyemiz, piknik alanı diye kiraya veriyor.
Bu piknik alanının
su kıyısında en ufak bir koruma tedbiri yok. Suya girmelere, muhtemel boğulma
olaylarına-zira zemin balçıkla kaplıdır ve insanı yutar- en ufak bir engel yok…
Hele bir de bir
rüzgâr essin, yeri göğü toz- toprak bulutları kaplıyor.
Rastgele
serpiştirilmiş birkaç oturma bankının dışında hizmet de yok ama daha girer
girmez “Piknik alanı ücretlidir abi” diye tepenize dikilip fiş kesen devlet
görevlileri var…
İnsanlardan
aldığını Beş Liralar neye yarar, nereye gider bilemeyiz ama burasının o rezil
görüntüden mutlaka kurtarılması, bu küçücük alanın elden geçirilmesi, zeminin
toz-topraktan arındırılması gerekiyor efendiler…
Buradan gerek
Halfeti’nin ve gerekse Büyükşehrin Sayın Belediye başkanlarından ricam, bu
minnacık piknik alanını bir kez dolaşıp her şeyi kendi gözleriyle görmeleri.
Sonra ne
yapmaların gerektiğini bildiklerine eminim…