Ahmet Karavelioğlu
18 Ağustos 2016
Cennet
gibi bir ülkemiz var. Ülkemizin güzelliklerini düşünürken, hayallerimi dolduran
o derin sessizlik, büyüleyici güzellikler, beni tüm benliğimle benden alır
sonsuzluklara götürür.
Ülkemizin
köyleri, şehirleri, dağları, denizleri, ormanları, gölleri, ırmakları, ovaları
daha da önemlisi insanları o kadar güzel ve sıcak kanlıdır ki görenleri mest
eder, bu erdemlerimizi saymakla bitiremeyiz. Köylerimizle, şehirlerimiz
arasında öyle sıcak bir bağ, öyle tatlı bir denge vardır, Köylü şehirliye
imrenmez, şehirlimiz köylümüzü hakir görmez, o derece iç içe bir yaşam tarzımız
vardır. Bu güzelliklerimizi her zaman korumalıyız. Yer altı ve yer üstü
kaynaklarımızla, aynı anda yaşanan dört mevsim güzelliklerimizle, ülkemiz
dünyanın en güzel ülkesidir.
Muhteşem
deniz ve toprağın birleştiği sahil kentlerimiz, yaşayanlara rahat ve huzur
sunan köylerimiz, tarihin en eski yerleşim alanlarımız, turizm beldelerimiz
üzerinde rengârenk çiçeklerin açtığı topraklarımız hülesa her köşesindeki
tarihi eserlerin, insanları büyülediği güzel ülkemiz.
Bunlardan
da önemlisi, dünyaya sevgi ve barışın, hoş görünün ne anlama geldiğini öğreten
”Yurtta sulh, dünyada sulh” mesajları veren, herkesin kardeş olduğu abide bir
ülkedir benim ülkem TÜRKİYE’M.
Tüm
bu güzelliklerin kıymetini bilelim, ülkemizin doğasını gözümüz gibi koruyalım.
Dünya
üzerindeki beş kıta ve tüm denizlerde insanın yaptığı tahribatın ne kadar
tehlikeli boyutlarda olduğunu, bilim adamlarının araştırmalarından anlıyoruz.
Çünkü bu tehlikenin boyutları, havayı, ormanları, dağları, taşları, toprakları,
çayları, ırmakları, nehirleri, gölleri, denizleri, meraları ve irili ufaklı tüm
hayvanları yok etme noktasına getirmiştir. Afrika’da yaşayan insanların yoksullukları
ve acı durumları hepimize örnek olmalıdır, bu felaketlerden ülkemizin
zenginlikleri ve güzelliklerini korumalıyız.
Ülkemizdeki
doğa tahribatının önüne geçmede (Havayı kirletmeme, ormanlarımızı koruma, bağ
ve bahçelerimizi, zeytinliklerimizi, ovalarımızı, göl ve nehirlerimizi hoyratça
kullanmama v.s.) hepimize görevler düşmektedir.
Bunları
şöyle sıralayabiliriz:
1.
Ülkemizin doğasını, zenginliklerini korumak için insanlarımıza, bilhassa da
çocuklarımıza, gençlerimize gerçek eğitim vermeliyiz.
2.
Gerekli yasaları çıkararak, Çevre Bakanlığımıza yapacağı çalışmalarda hepimiz
destek olmalıyız.
3.
Doğa tahribatının önüne geçmek için caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır.
Sonuç
olarak, ülkemizin güzelliklerini korumada, başta birbirimizi severek, sayarak, ülkemizin
bir cennet olduğunu bilerek güzel günlerde yaşamalı, geleceğe ümitle
bakmalıyız.
Saygılarımla.