Köşe Yazısı

Gurbetçi mektupları

www.hizmetgazetesi.net Yayına başlamadan önce www.sanlıurfa.com sitesinde yazılarımı okuma tahammülü gösteren okuyucular şanlıurfa’dan haberleri Hizmet gazetesinin sitesinden de takip etmeye başladı… Memleket hasreti niyegara şelalesi gibi çağlıyor içlerinde…

Doğup büyüdükleri kente turist değiller. Urfa gündemini büyük bir itinayla internet sitelerden takip ediyorlar. ışte bu denetçi gurbetçilerle yazışmaktan acayip keyif alıyorum…

Müsaade ederseniz bu keyfi sizinle de paylaşmak istiyorum.

“Arınalım artık!” Berlin’den

Köy Hizmetleri 19. Bölge Müdürlüğü’nün görev alanı içinde iki ilimiz var. Urfa ve Mardin. ınternet sayfaları da var. Görevleri, yaptıkları-ettikleri ve projelerini başlıklar halinde görmek mümkün. Merak duyanlar bir tıklasın.

AB. ile şubat ayında “ÇALIşTAY” ortak toplantı haberi beş satır, devamı …. tık… yok!

Başka! başka birkaç eskimiş haber, hem de “güncel” haberler bölümünde.

Organize Sanayi’deki atık suların, çevre köylere daha şimdiden ne felâketlerin geleceğinin öncü haberlerine (herhalde güncel olmadığı için) yönelik bir tek söz yok!

Bölge Müdürlüğümüzce önemli görülmemiş!

Organize Sanayi’ de üç-beş yüz kişiye ekmek kapısı açılmış. Üretim yapacağız, mallarımızı satacağız, para kazanacağız ve “zengin “ olacağız ya… Atık suların sebep olduğu/olacağı çevre kirliliği, hastalıklar ve/veya ölümler…Masraflar!…Borçlar!..

AB. den para, teknik yardım ve bilgi gelecek, daha sonra çevreyi temizleyeceğiz, efendime söyleyeyim; Kanser Hastanesi için de AB.den yardım isteyeceğiz, alırsak! Hastalarımızı tedavi edeceğiz!

Niye? Amerika’yı Yeniden Keşfediyoruz!

Henüz daha tertemiz olan çevremizi ve insanlarımızı korumak için zaman varken, bozmadan, öldürmeden korumayı öğrensek ve çocuklarımıza öğretsek.

Gerçekten başımızı kim/ kimler belâya sokuyor dersiniz.

Kendimize sormanın zamanı gelmedi mi?

Bunun adına da “Çevre Terörü” ya da “Çevre Canavarı” mı desek? Nasıl olsa birlikte yaşamaya alışmışız canavarlarla..

Frankenstein (Frankeştayn) oluyoruz !… Prof. ümüz kim?

Dikkat! Ö- LÜ- YO- RUZ ! Bu iş başka hiçbir şeye benzemiyor. Benden söylemesi.

20.12.2006, Berlin Muzaffer ÖNAL

Mahmut Aydemir Dedehayir/Almanya

Mesaj : Sabri Bey iyi gunler. Soyadımdan da anlaşılacağı gibi eski bir Urfa ailesinden geliyorum.23 yıldır yurtdışında yaşıyorum. Atatürk barajı ile ilgili fotoğrafları da koyarsanız çok memnun olurum. Doğduğumuz topraklara özlemimiz sonsuz. Hala yemeklerimizin tadı damağımızda. Tike kebabı, küncülü akıt, lıklıkı köfte, şıllık. Selamlar

dede……@gmx.at

Ali Suvari/Avustralya

Sayın Kardeşim,

Rahmetli Mustafa abi ile ilgili başka bir animi yazmaya çalışacağım, bir önceki ile arasında bir tercihin olursa kitap için gönderirim veya kendin verebilirsin.

1968 yılı, her zamanki gibi köprübaşında dört yol kahvehanesindeyiz vakit aksama doğru her görüşten arkadaşlar abılar var, ben Mustafa abiye yakın oturu-yorum konu edebiyat ve birazcık da siyasi şiir ağırlıklı,

Meclisimizi her zamanki gibi Mustafa abi yönetiyor. Sohbetin tatlı bir anında Emin hoca ( Tahtasiz ) geldi, Mustafa abı Emin hocaya yanına oturması için işaret etti ve sohbet devam etti

Sohbetlerimiz nerede olursa olsun hesapları genellikle Mustafa abı öderdi.

*********

Kim demiş?

Saf mantıksal düşünce, dünyayı anlamamız için yeterli

değildir. Gerçeğe ilişkin tüm bilgiler deneyimle

başlar, deneyimle biter. Saf mantıksal bir çerçeve

içinde sunulan görüşler boş bir gerçektir.

Shirley Mc Lyne

**********

şifre

aşın şifre

Gözün şifre

Gülmen konuşman şifre

Yaradan şifre yaratmış

Seni çözmek için

şifre müdürü mü olmalı? .

Orhon Murat Ariburnu

Bir ara Emin hocanın duyacağı şekilde maaşını alıp almadığını sordu? Ayin biri idi her halde, Emin hoca aldım dedi ve Mustafa abı ona; yahu Emin iyi ki geldin benim üzerimde hiç para yok. Arkadaşlara mahcup olacağım diye sıkıntı çekiyordum dedi ve bundan sonrasını tahmin edebilen Emin hoca lafını tamamlamasına fırsat vermeden, canim sağ olsun Mustafa abı söylediğin şeye bak lafımı olur bugün de Alman usulü yaparız dedi. Selamlar

*

Sadece takdirlerini gönderen Amerika’dan Sayın Çelikcan’a, ıngiltere’den çok sevip saydığım Meh-met Yüksel’i en içten duygularımla selâmlıyorum.

296 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir