Ömer Elçi
22 Kasım 2010
10 yılı aşkın bir süreden beri yerel medyada Şanlıurfa ve Türkiye’deki oluşumları saygıdeğer okuyucularla paylaşmaya çaba harcıyorum.
Doğru, yanlış, yarım yamalak olsa da her paylaşımda objektif olmaya özen gösteririm. Okuyucularımın paylaşımla ilgili yorumlarına da saygı duyarım ama sap yiyenlere asla…
Şanlıurfa her geçen gün büyürken, sorunları da büyüyor ve hırslarına mağluplaşanların bazıları bahar yağmurlarının yeşerttiği otçukları, hasat sonrası oluşan sapları gevişlerken kendilerini Hindistan’ın kutsalı sanmaktalar…
Binlerce yıllık tarihiyle, gelenek ve görenekleriyle, aşiretçiliğiyle övünen Urfa, coğrafik olarak komşu olduğu illerin gelişim ve değişimini kıskanma yerine objektif olarak özeleştirisini yapma cesaretini gösterdiğinde, olduğu konumdan çok daha iyi konuma mutlaka gelecektir ve de gelmek zorundadır.
Sivil Toplum Kuruluşları, yerel medya, olan ve olası sorunlara sürekli dikkat çekmek istese de, günü kurtarmacı yaşam alışkanlıkları karşısında yetersiz kalmaktadır ama birey olma mücadelesini yapanlar çoğaldıkça ve yüreklice öz eleştirisini yapıp; bireyselliğini toplumsallığın gerisinde bırakanlar fazlalaştıkça Urfa her bireyin yaşamaktan onur duyacağı bir kent olacaktır…
Gerçeklerimizi paylaşanlara ve daha iyi yaşamanın mücadelesini onurluca yapanlara saygı duyarım; duyulması gerekeni savunurum ama sap yiyicilere de hepimiz gereken tepkiyi yüreklice göstermek zorundayız…
*
Yazar olmak kolay değildir, hele ki yerel medyada…
Aşiretçiliğin kök saldığı, eğitim seviyesinin düşük, bakış açılarının genişletilmek istenmediği yerlerde Oksford mezunu öylesine çoktur ki…
Översen, kral çıplak demezsen, gülle oynamalarda ”helal olsun kırret olsan da pesteyi nasıl devirdin” diye alkış çalarsan bey olursun, lühd olursun…
Beyleşen, lühdleşen olmak veya olmamak…
Yaşamda güzel olan kendin olmak ve halkın arasında yaşayıp hiç kimseye diyet borcu olmadan onurluca yaşamak…
El bilir, elden bilir; el çamur sıvamak istese de el bilir ve kişi en iyi kendin bilir…
*
Seçimlere bir yıl kala sondajlar, kuyular, tahtı revanlar hazırlanmaya başlandı. Ulusalda kılıçlar keskinleniyor, yerelde bıçaklar bileniyor.
İnce hesaplar, manevralar, dosyalar…
Eğitimin düşük, yaşam standardının düşük; aşiretçiliğin köklendirildiği yerlerde yazar olmak kolay olmasa da toplumun günü ve geleceği açısından olması gerekenleri yüreklice paylaşmak gerek…
Çiçeklerin, börtü böceklerin arasındaki dikenleri ve akrepleri ayıklamazsanız her yanı diken ve akrep kaplar…
El bilir, elden bilir; el çamur sıvamak istese de el bilir ve kişi en iyi kendin bilir…