Mehmet Göncü
4 Kasım 2014
Kıymetli
okuyucularım, hayatımın tüm evrelerinde ve güzel yurdumuz Türkiye’nin,
yaşadığım Şanlıurfa dahil tüm illerinde doğayla özdeş oldum. İnancıma göre,
ağacı, kuşu, toprağı, taşı ve de böceği çiçeği hep kardeş sayarım.
Bu
nedenle her fırsat bulduğumda da bitki yetiştirip, hayvan beslemeyi çok
severim.
Bu
merakım sebebiyle; memuriyet günlerimde gittiğim, her memlekette ağaç diktim ve
çokta evcil hayvan besledim.
Son görev yerim olan Tekirdağ ilimizin Malkara
ilçesinde de kaldığım evin geniş bahçesinde, tavuk besliyordum.
Tavuklardan
genç ve güçlü olan birisi vardı ki, her yem verişimde diğer tavuklara saldırır,
yem yemelerini engellerdi ve öncelik hakkını gücüyle kendi kendine sağlardı.
Demek ki; doğa kanunları böyle işliyordu. Güçlü olan öncelik hakkına ve en iyi
ve en fazlasına sahip olabiliyordu.
Bir
sabah yine yem vermek için kümesin bulunduğu alana geldiğimde, ilginç bir
olayla karşılaştım. Bütün tavuklar toplanmış, bu genç ve güçlü olarak bildiğim
tavuğa şiddetle saldırıp acımasızca dövüyorlardı.
Daha
çok yaklaştığımda da gördüm ki söz konusu olan tavuğun her nasıl olmuşsa bir
ayağı kırılmış ve dolayısı ile gücünü kayıp etmiş. Bilmiyordum, ama gördüm ki
tabiatta egemen ve esas olan güçtü. Ve gücünü kayıp eden de önceliğini ve tüm
haklarını da kayıp edebiliyordu.
İnsan
da doğanın bir parçasıdır. Ama böyle olmamalıdır. Zira; düşündüğünü düşünebilen
şuurlu bir canlı olan insan; Gücünü, akıl ve mantık süzgecinden geçmiş, Hukuk
kaidelerinden alır. Birey, aile, toplum hakkını ve Evrensel Hukuku yaratan
insan bu hususta kendini doğadan soyutlamıştır.
Bu
manada ideal olan ise; güçlünün haklı
olmasından ziyade haklının hakkını alabilmesi ve güçlü olabilmesi halidir.
İşte
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bu insanlık ideali gerçekleşmiştir.
Bugün
Dünyamızda yaşananları hep birlikte görüyor ve çok üzülüyoruz. Bu hususta fazla
izaha da gerek yok. Basit bir örnek olan
yukarıda bahsettiğim; “Ayağı kırık tavuk” durumuna düşmek istemiyorsak, başta
insan hakları olmak üzere, yaşamın tüm haklı istemlerini koruyan; Hukukun kesin
olarak üstünlüğüne ve evrensel değerlerine gözümüz gibi sahip çıkmak, saygı
göstermek ve korumak zorundayız.
Bana
göre; insan denilen bu güzel canlı, yaşadığı bu muhteşem gezegende elbet bir
gün hukukun üstünlüğünü ve evrensel değerlerini eksiksiz ve tam olarak bütün
dünyada uygulamayı da başaracaktır. O zaman her boyuttaki mutluluğu da
yakalayacaktır.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok
olması dileğiyle kalın sağlıcakla…