Fatma Şahin bu sözlerle neyi ima etti?
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in ‘Gastronomi Turizmi Fuarı ve Konferansı’ GastroShow’daki ‘Biz Şanlıurfa, Hatay, Kahramanmaraş ile yarışmıyoruz. Barcelona, Paris, San Sebastian ile yarışıyoruz’ sözleri gündem oldu.
Gastronomi sektörünün paydaşlarını bir araya getirerek ticari hacmin artırılması amacıyla gerçekleşen “Gastronomi Turizmi Fuarı ve Konferansı” GastroShow’da açılış konuşması yapan Fatma Şahin, Anadolu’nun zenginliklerini ve sokaklarında tarih kokan lezzetlerini dünyaya anlatacaklarını söyledi.
Fatma Şahin, şunları kaydetti:
“OECD Şampiyon Belediye Başkanları vesilesiyle Paris Belediye Başkanı ile yaptığım toplantıda ‘Dünya büyük bir kaostan geçiyor daha fazla iş birliği ve güç birliğine ihtiyacımız var’ dedi. Artık şehirler yarışıyor. Ama biz Şanlıurfa, Hatay, Kahramanmaraş ile yarışmıyoruz. Barcelona, Paris, San Sebastian ile yarışıyoruz. Tesis sorunlarımızı tamamladık. Bu memlekette altyapı belediyeciliği bitmiş, sosyal ve kültürel belediyecilik yükselen bir değerdir. Şehir ekonomileri en önemli sağlamamız gereken bütüncül bakıştır. İşte bu yüzden İstanbul, İzmir ve Gaziantep ekonomileri için yapacak çok işimiz var. Kim ekonomiyi ekolojiye çevirir, yeşil ekonomiyi çalışırsa, kültür turizmini ekonomiye dönüştürüşe, kim bilgi ekonomisine şehri hazırlarsa bu rekabeti yönetecektir. Farklılıklarımız var ama zaman yerel demokrasiyi güçlendirerek iş birliklerine gitme zamanı. Ortak sorunlara ortak çözüm üretme zamanı. Tek hassas olmamız gereken konu yalan siyasetine müsaade etmememiz gerek.
Pandemiden sonra yeni dünyaya en hazır olan şehirler arasında Gaziantep olacak. Çok ciddi çalışmalarımız var. Seyahat türlerine baktığımız zaman kültür, spor lezzet odaklı bir bakış açısına sahip olması gerekiyor. Bu başlıkları etkinliklere ve festivallere dönüştürmeliyiz. Teknoloji, akıllı şehir, akıllı gıda gibi yeni konseptlerle vatandaşlara dokunmalıyız. Gastronomi Festivalinde bu bahsettiğimiz yeni konsepte başladık. Mottomuz ise ‘Topraktan, güneşten, tarihten gelen lezzet’ idi. Bunların hepsi çalışıldı. Eğer siz bir yemek yapmak istiyorsanız önce, toprağa dönmeniz tohumdan başlamanız lazım. Eğer tohumunuz sağlıklıysa güvenliyse salçanızın lezzeti yemeğinizin tadını doğrudan etkiliyor. O yüzden bu ekosistemde hangi alanda ne yapmanız gerektiğini iyi çalışmanız lazım. Dünya mutfağının Anadolu mutfağının lezzetine ihtiyacı var. İşte tam bu noktada biz, elimizdeki ekosistemde başa döndük. Tek başına gastronomi değil, gelen turistin bir hafta şehirde kalabilmesi için şehrin tarihi yerlerini gezebilmeleri adına restorasyon işlemlerimizi tamamladık. Her ilçenin elinde Gaziantep’te tarihi bir alan var. Dülük’ye Zeugma ve Roma Dönemi, Yesemek’te Hitit dönemi heykel atölyeleri bunların her biri şu anda UNESCO’nun geçici listesinde bulunuyor.Fırat’ın incisi Rumkale için sahil düzenlemesi yaptık. Türkiye’nin en büyük cam terasını yapıyoruz. Hizmete alınması için de geri sayımı başlattık. Çok kısa sürede bitecek. 2 ay sonra cam terasımız bittiğinde michelin yıldızı şefler gelecek ve menengiç kahvesini içecek. Eğer, Eiffel Kulesi’ne 80 milyon insan geliyorsa Gaziantep’e de bu turistlerimiz gelebilir. Bu bizim elimizde”
Haksız mı Yerel yöneticilerimiz!!! Kalibremiz yetmez