Ömer Elçi
14 Haziran 2013
İstanbul Gezi Parkı direnişi Türkiye genelinde, Sohbetlerde,
telefon görüşmelerinde; sanal sohbetlerde yıllardan beridir ki iktidarların
bazı icraatlarını beğenmeyenler siyasetçilerinin olduğu ortamlarda neden dut
bülbülü kesilirler?
Siyasetin alasını yapanlar hükümetlerin bazı icraatlarıyla
ilgili sorulara neden “Siyaset bilmem“ derler?
Korku mu?
İkiyüzlülük mü?
Kişilik eksikliği mi?
Ayı-dayı meselesi mi?
Özü sözü bir olmayanların çoğaldığı bir ülkede haktan,
hukuktan adaletten, dürüstlükten, insanlıktan bahsetmek veya savunmak?
Yazmak, oluşumları tarafsızca irdelemek?
Düşünmek veya düşünmeye ne gerek!
Gücü elinde tutanların haksız olduğunu bilmesine rağmen
utanmazca alkışlayanlardan,
Birey olamamışların, olamayacakların dolmuşa bindirme
hinliklerinden,
Bulanık suda, sisli havada avcılık yapanlardan,
İnsanlar arası kin, nefret, ötekileştirici tohum
sepicilerden,
Üç maymunlardan Allah inşallah hesap sorar…
*
Yaşam sonlandığında ne götüreceksiniz?
Para mı?
Makam koltuğu mu?
Unvan mı?
Düşünmek veya düşünmeye ne gerek! *
Medenileşmek; lüks araçlara binmek, lüks evlerde oturmak,
tatillere gitmek midir?
Irk üstünlüğü, mezhep üstünlüğü dinler de var mıdır?
Kim kimden üstündür?
Kimin ne olduğunu Allah’tan başka bilen var mıdır?
Düşünmek veya düşünmeye ne gerek!
*
Üç maymunluk toplum genelinde yaygınlaşırken,
Siyaset körlüklerine mahkûmlaşırken…
Özlülük demodeleşirken…
Hiçbir gemi limana ulaşamaz…
Düşünmek veya düşünmeye ne gerek!
*
Tatile, düşünsel olarak tatile çıkmak gerek…
Şehri şeherliye şehriyesiyle bırakıp köylüleşmek gerek…
Düzelmemeliğe artık daha kafa yormamak gerek…
Tencere tava gene eski hava olgusunun da felsefesini,
sosyolojisini çözmek gerek…
Düşünmek veya düşünmeye ne gerek!