İbrahim Halil Okuyan
17 Eylül 2010
“Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi.
Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu.
Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı.
Hemen bir not yazdı, yolladı.
Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı. Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu.
Akşam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.
Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki.
İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti.
Karnını ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu.
Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreşen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu.
Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı.
Bir yangın başlıyordu.
Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı.
Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar.
Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir TEBESSÜMÜN sonucuydu.”
Siz de tebessüm edin.
Hem ücretsiz,
Hem zahmetsiz.
Ama büyük işler başarıyor.
Gerçektende olur mu böyle şey dememek lazım.
Öyle değil mi?
Her şeyin başı sevgi,her şeyin başı bir tutam gülücük belki……
Ama günümüzde gülmek ne kadar da zor bir hal aldı öyle değil m?
Sıcak, içten, samimi bir gülümseme ne kadar da yabancılaştı bize…
Yapabilmeliyiz bunu…
Yukarıdaki olaya “domino etkisi” deniyor.
Domino etkisi,
Vuku bulan bir olayın başka olayların başlamasına sebep olması; bir nevi zincirleme reaksiyon.
Bir olayın etki alanını büyütüp ilerlemesi anlamına gelir.
Suya atılan bir taşın suda gittikçe genişleyen dalgalar oluşturması gibi.
Yaşamınızın her alanında bu etkiyi her an başlatabilirsiniz..
Düz mantık olarak düşünecek olursak eğer,
Art arda dizdiğimiz domino taşlarının,
En başındakine yapacağımız ufak bir dokunuş dakikalar hatta saniyeler içerisinde tüm taşların devrilmesiyle sonuçlanacaktır.
Hayatımızda da bu böyledir aslında.
Yaşamımız boyunca etkili olacak olayların başında mutlaka bir olay,
Bir an bir dokunuş vardır mutlaka.
Sadece biz farkında değilizdir.
Kimi gösteriler,
Protestolar alışkanlık haline gelir.
Yol olur.
Mesela, şu “ayakkabı fırlatma” protestosu özellikle bölgemizde çok tutuldu…
Hatta “domino etkisi” yaptı diyebiliriz.
12 Eylül Referandumunda ‘evet‘ çıkması Türkiye’nin bundan sonraki geleceğinde “domino etkisi” yapacaktır.
Arzu edilen yeni anayasanın “çok daha hızlı imkân dâhiline gireceğini“ acıktır.
“13 Eylül’den itibaren bir domino etkisiyle karşı karşıyayız artık.”
Bunun hayatımıza eksi ve artıları olacaktır.
Bu anayasa değişikliği nedeniyle;
Zaten liberal olmayan sistem yumuşayacak mı, yoksa liberal olmayan sistemin yeni bir şekline mi yol açacak?
Yani, seçimle işbaşına gelmiş hükümetin yargı üzerindeki etkisini arttıran anayasa değişikliği güçler dengesi sistemini olumsuz yönde mi etkileyecek,
Yoksa bu sistemi güçlendirecek mi?.
“Anayasa Mahkemesi” ve “Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu” ’nun yapısının değiştirilmesiyle,
Yürütmenin yargı üzerinde kuvvetler ayrılığı ilkesine ters olarak, daha etkili olup olmayacağını,
Türk yargısının bağımsızlıktan ziyade tarafsız olup olamayacağını,
Kısaca 12 Eylül Referandumunun Domino Etkisini,
Zamanla yaşayarak anlayacağız.
Dileğim hayır diyenlerin, korkularında haklı çıkmaması.
Saygılarımla,