Mehmet Göncü
30 Aralık 2010
Yukarıda belirttiğim sözlerin sahibi Şahin Bey isimli bir hocamızdı.
Hocamın her derse başlarken, “Arkadaşlar ileride bir meslek sahibi olup bir görev üstlendiğinizde veyahut günlük rutin yaşantınızda rastladığınız bir hadiseyi iyice incelemeden, araştırmadan asla kesin bir kanaate varmayın. Kaldı ki, duymak yetmez. Gördüğünüzün bile yarısına inanın” derdi.
Gerçekten Atalarımız da bu hususa değinirken, “İlmen yakin, aynen yakin” sözünü boşuna dememişlerdir.
Benim meslek hayatımda en sevmediğim sözcük (DİYİYORLAR) sözcüğüdür. Bu sözü kullanan biriyle karşılaştığımda soruyorum: Sen bu adamın hakkındaki olayı bizzat gördün mü? Hayır diyor. Göreni biliyor musun? Hayır diyor. E peki sana bu olayı anlatan konuya muttali mi? Hayır ama diyorlar..
O zaman ben de ona; “Biri senin için de diyorlar derse hoş karşılar mısın? Bu davranışının yanlış olduğunu, uygar bir insana dedikodunun yakışmadığını söylüyorum ve bu atasözünü ona hatırlatıyorum; “Çamuru at, tutmasa da izi kalır” Böyle bir davranış hem ayıp, hem günah, hem de iddianı ispat edemezsen cezai yaptırımı gerektiren bir fiil işlemiş olursun diye de uyarıyorum.
Bu önemli kurala toplumda yaşayan herkes uymak zorundadır.
Özellikle basın mensuplarının doğru, ilkeli ve yansız haber yapmaları, onların toplum nezdinde saygınlıklarını artırır.
Eleştiri bir haktır ama hakka, hukuka ve ahlaka uygun olmalıdır.
Meslek yaşamımda bu tür yanlış davranışlara çok rastladım.
Bu nedenle, yazılarımda ‘Basın Ahlak Kuralları”na harfiyen uymaya çalışıyorum ve değerli hocam Şahin beyin, “Değil duymak, gördüğünüzün bile yarısına inanın” sözüne göre, iyice araştırmadan bir konuyu kaleme almıyorum.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla.
Not; İki gün sonra gireceğimiz 2011 yılının bütün insanlık âlemine hayırlar getirmesini cenabı Allah’tan niyaz ederim.