Remzi Mızrah
9 Haziran 2008
Sicilyalı filozof Empedokles (MÖ 492432) Thales, Anaksimenes ve Herakleitos’un ortaya attığı su hava ve ateş öğelerine toprağı da ekleyerek, insanın, evrenin varlık nedenini formüle eden “Dört Öğe” düşüncesini geliştirmiştir. ışte bu dört elementin biri olan “Su” miktarının azalmasından dolayı, günümüz dünyasında insan varlığını tehdit eden önemli bir soruna dönüşmüş durumda.
Su canlıların vücut yapısında önemli oranda bulunan temel yapıtaşlarından biridir. Yani yaşamın devamı veya sonlanması kesinlikle suyla ilgilidir. Son yüzyılda dünyadaki su tüketimi neredeyse 10 kat artmıştır. Genel olarak Tarım, sanayi ve kentsel olmak üzere üç temel alanda kullanılan su kaynakları, aşırı tüketim, çeşitli sanayi ve zirai kirleticiler, küresel ısınma kaynaklı kuraklık ve orman dokusunun hızlı tahribiyle birlikte oluşan yetersiz yağış nedeniyle yakın gelecekte tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
2007 Dünya Su Raporuna göre, 1.2 milyar insan temiz ve güvenilir içme suyundan yoksun halde. 2.5 milyar insan ise temizlik amaçlı suyu bulamıyor. Tüm yerkürede bulunan suyun sadece % 3’lük kısmı içilebilme özelliğine sahip. Bunun % 79’luk kısmı kutup buzullarında saklı. % 20’lik kısım ise yeraltında.
Çevre kirlenmesi ve küresel ısınmayla birlikte içilebilir nitelikteki suyu barındıran kutup bölgelerindeki buz kütleleri erimekte ve tuzlu okyanus sularına karışmakta. Yani tüm yerkürenin yaşam kaynağı olan “Su” okyanusların un tuzlu sularında kaybolup gidiyor.
Dünyanın çeşitli bölgeleri yıllardır bahsi edilen “Su kıtlığı” sorununu hissetmeye başladı. Hindistan’ın bir bölümü ve Çin sahip olduğu su rezervlerinin tümünü tüketmiş durumda. Avrupa’nın önemli kentlerinden ıspanyada su sorunu artık hayatın içinde. ıspanyanın Barcelona şehri kuraklığı yaşamaya başladı. Kentte su sıkıntısı nedeniyle havuzları doldurmaya ve hortumla bahçe sulamaya kısıtlama getirildi.. Barcelona halkı şimdilik Fransa’dan tankerlerle taşınan suyla idare ediyor.
Rakamlar, gerekli önlem alınmadığı takdirde kısa bir süre sonra ülkemizi de su sıkıntısıyla karşılaşacak bir ülke olarak değerlendirmekte. Türkiye’deki tüm suyun ¼’ünden fazlası Dicle ve Fırat havzalarında yer alıyor. Buda ileriki dönemlerde “Sınır Aşan Sular” konusunun önemli bir güvenlik tehdidi olarak algılanması gerektiğini hatırlatıyor bize.
Açıkçası “Su”yumuz ısınıyor ve tükeniyor. Su tükenince ne olur;
Daha fazla kuraklık olur,
Aşırı sıcak ve yangınlar olur,
Ekosistemler değişir. Buna bağlı olarak canlı varlıklarının birçoğu yok olur,
Gıda üretim düzeni bozulur,
Daha fazla hastalık olur,
Su rezervleri azaldığı için ülkeler arası çatışmalar çıkar,
Kısacası hayatımız zehir olur. Yok olur.
Peki, bu sorunu, bu yok oluşu engellemek için ne yapılabilir?
Öncelikle tarım ve sulama politikalarının, su kaynağı zenginliğine bağlı olarak yeniden yapılandırılması şart. Çünkü dün-ya su tüketiminin % 90’ı tarımsal alanda gerçek-leşiyor.
Atık su dönüştürme tesislerinin kurulması çok önemli. Böylelikle kullanılmış suların temizlenerek tekrar kullanılması sağlanacak ve tüketim belli oranda düşürülecektir.
Küresel ısınma kaynaklı yağış azlığı ve kuraklığı dengelemek için tüm dünyada ağaç dikimi önemlidir.
Kirleticilerin su kaynaklarıyla buluşmasını önleyecek çeşitli tedbirlerin alınması gerekiyor. Bir litre kullanılmış motor yağı suyla buluştuğu zaman 800 bin litre suyu kullanılamaz hale getiriyor.1 litre atık suyun kirlettiği temiz su ise yaklaşık 8 litre.
şebeke hatlarından meydana gelen su kayıplarını azaltmak için şehir su şebeke sistemlerinin modernleştirilmesi çok çok önemli.
Diğer bir sorunda nüfus artışı. Nüfus arttıkça su tüketimi de artmaktadır. Kuraklı sorunu yaşayan veya potansiyel kuraklık tehlikesine maruz ülkelerin sağlıklı bir nüfus artışı planlaması ve uygulaması yapması da önemli bir tedbirdir.
Urfa’da “çömçe gelin” dolaştırma diye bir oyun vardır. Yağışsız kurak geçen dönemlerde çocuklar tarafından yağmur isteğiyle bir mani eşliğinde dolaştırılan çömçe gelin; çapraz çakılmış iki ağaç parçasına giydirilen yırtık pırtık bir elbiseden oluşur. Bu pejmürde görüntüdeki amaç susuzluğun kuraklığın insanı ne hale getirdiğini anlatmaktır.
ışte bu tüketim bu kirletmeyle birlikte su kaynaklarımızı büyük oranda tüketmeyi başardık. Yakında tüm dünya ellerinde çömçe gelinlerle yağmur duasına, su isteğine çıkarsa şaşırmamak lazım. Yerkürenin Çömçe gelin zamanına ulaşması artık çok uzak değil gibi.
Fırat nehrinin hemen yanı başında biz ne zaman yaşayacağız “Çömçe Gelin” zamanını bilen var mı?
Bence çok beklemeyeceğiz.