Peki cinler mi yaptı bunu?
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, 100 günlük görev süresi boyunca yaptığı çalışmaları basın toplantısında açıkladı.
Gülpınar, protokol kriziyle ilgili olarak; ”Bu kadar çocuksu bir hareketin vardır mutlaka bir sebebi. İleride anılarımızı yazarsak detaylı bir şekilde anlatırız. Büyükşehir’le direk ilgili bir Bakan geldiği için gittim.” dedi. Koltuk sevdalısı olmadığını vurgulayan Gülpınar, ‘Bizi yıpratmaya çalışmasınlar, çözüm önerileri, projeleri varsa ortaya koysunlar. 5 yıl geldim, eğer bir yıl sonunda bir memnuniyet anket yapılsa ve vatandaşların memnun olmadığı ortaya çıkarsa görevi bırakırım.” yorumunu yaptı.
Gülpınar’ın açıklamasından bazı satır başları şöyle:
”Bakan beyle Valilikteki toplantıdan önce görüştüm. Zaten davet söz konusuydu. Asansörden indim, masaya yönelecektim, bana oturmam gereken yer işaret edildi, orada herkesin ismi vardı benimki yoktu. Sonradan arkadaşlar bana masada ismimin görüldüğü fotoğrafı gönderdi. Belli ki son dakikada birisi onu kaldırdı. Bunu Bakan bey yapmadı, Vali bey de yapmaz, cinler yapmadığına göre biri yaptı. Allah cinlerin şerrinden biri korusun. Yaşananları not ettim, ileride anılarımda okursunuz, yaşıyorsa zaten yanıt verir. Üzüldüğüm şey Şanlıurfa’nın yine bir olumsuz durumla gündeme gelmesiydi.
Ak Parti’den ayrılma aşamasına geldiğim süreçte dünyada yaşanabilir şehirler arasında gösterilen 2 ayrı yer teklif edildi Büyükelçi olarak görev yapmam için. Kabul etmedim, Urfalılar istediği için geldim, ateşten gömleği giydim. Başıma neler geleceğini biliyordum, çünkü burası böyle bir coğrafya.
Sosyal medyayı gayri ahlaki biçimde kullandılar, bunda da muvaffak olacaklarını zannettiler ama yanıldılar.
Halk burada bir yolsuzluk olduğunu biliyordu, israf olduğunu biliyordu. Bilmeseydi zaten bizi bu göreve getirmezdi.
Bu kadar borç, sıkıntı varken, bazı şeyleri ben kendi gururuma, nefsime yediremiyorum. Resmi yazı yazdık, herkes gelip bakabilir, Hiç bir şekilde hiç bir seyahatimden bir kuruş harcırah almıyorum. Maaşımı öğrencilere burs olarak vereceğimi deklere ettim. Ondan bile bir şey çıkarmaya çalışan garip bir anlayış var. 2 maaşımı Refah markete bağışladım, hani öğrencilere bağışlamayacaktın diye hemen açık arama hemen Kasım Gülpınar’ın açığını yakaladım, işte bakın bir çelişki var diye laf çıkardılar. Zaten 4 sene 10 ay maaşım öğrencilere gidecek, bunu kurcalamak, algı oluşturmaya çalışmak nasıl bir zihniyettir.
Göreve başladıktan sonra seçime 2 ay kala işe alınanlarla karşılaştık. Seçime 2 gün kala da işçi almışlar. Mecburen çıkardık.
321 milyon İller Bankası gelirimiz var, 450 milyon lira gider var. Belediyenin toplam borcu 3 milyar 422 milyon lira…
Şöyle bir tarif yapayım: Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi bir şirket ve buraya bir CEO olarak gelseydim yapılacak şey çok basitti. Bir şirket iflas etmiş, ne yapacaktınız? Konkordato ilan edecektiniz. Diyeceksiniz ki alacaklılar gelsin, alacaklarını alsın. Haciz mi başlıyor, tasfiye sürecini başlatsın. Fakat belediyeciliğin böyle bir şansı, imkanı yok. Borçlular bir taraftan, alacaklılar bir taraftan ve maalesef sistemin olmadığı, disiplinin az olduğu ortamda bunları yapmaya çalışıyorsunuz. Şirket olmadığımız için son sürat hizmete devam etmemiz lazım.
Kayıtlar yok, bilgisayardan bilgiler silinmiş, bazı dairelerde evraklar yok edilmiş! Bununla ilgili biz yasal süreci başlattık. Herkes müsterih olsun. Bunları açıklamak zorunda değiliz. Gerekirse sonuçlandığında bilgilendirmemizi yaparız.
Göreve gelir gelmez kurumsal yapıyı revize ettik. Her birimin kendi başına bir şeyler yaptığı, kimsenin kimseden haberdar olmadığı İhtiyacın temelinde bile ortak hareket edilmediği bir yapı mevcuttu.
Öncelikle kurumsal bir yapı oluşturmak ve kurumsal bir hafıza oluşturmak. Kontrol edilebilir, hesap verilebilir bir yapı için kolları sıvadık. İlk iş olarak alanında uzman arkadaşlarla kurumsal yapımızı revize ettik. İsraf ve yolsuzluk ihbar hattını devreye koyduk. Sorunlara yerinde ve zamanında müdahale etmeye gayret ediyoruz. Bütün karmaşa ve keşmekeşliğe son verdiğimizde inanıyoruz.
Bütün şirketlerimiz zararda. Bunları toparlayacağız.
Bir Daire Başkanı kaç beğeni yapmış, kaç twit atmış bunların hesabını yapmışlar, yani boş işlerle uğraşmışlar.
Yerli yersiz harcama yapılmış, yatırımlar öncelik sırasına göre yapılmamış.
Ciddi istismarlar vardı, onları engelledik, onlarla ilgili gerekli hukuki süreci başlattık.
Garip garip sözleşmeler vardı. Şöyle bir örnek vereyim; bir üst düzey yönetici Genel Müdür olarak atanıyor şirkete. Diyelim ki bir ay, 2 ay sonra ayrıldı ya da görevden alındı, biz 2 sene boyunca aynı maaşı o kişiye ödemeye devam ediyorduk. Kimin parası bu, yine halkın parası. Bu sözleşmelerin hepsini değiştirdik. Geldiğimizde Genel Müdür maaşı 80 bin liraydı, biz bunu 55 bin liraya düşürdük.
Zeynel beyi itham etmiyorum, bunların hepsi ekip işidir.
Yerinde harcamalar için 6 kişilik bir Komisyon oluşturacağız.
Öncelikle durum tespiti yaptık. Ortada herhangi bir sistem yoktu!
Sadece bir kesimin değil, 2 milyon 200 bin insanın ve dışarıdaki Urfalıların da hizmetkârı olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Göreve başladığım günden beri yoğun iş talepleriyle karşılaşıyorum, bir kez daha ifade ediyorum; Belediye şu anda işçi almıyor, alacağımız zaman da bunun duyurusunu herkese yapacağız, kendi elleriyle gelip kurayı çekecekler, hak hukuk adalet yerine gelsin diye.. ”
Mehmet Akif İnan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ve yerel TV’ler tarafından canlı olarak yayınlanan programda kentte görev yapan gazeteciler Başkana soru sorma imkanı buldu.