Çiftçinin dayanacak gücü kalmadı
Çiftçiler bu yıl tüm zamanların en yüksek seviyesini gören tarımsal girdi maliyetleriyle mücadele ederek üretim yapmaya çalışıyor. İklim değişikliği ve kuraklığın yanı sıra dövizdeki dalgalanmayla birlikte artan maliyetlerin altında ezildiklerini söyleyen çiftçiler, her geçen gün daha fazla çiftçinin tarımsal üretimden vazgeçtiğini söylüyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, Türkiye’de 2009 yılında 1 milyon 16 bin 692 çiftçi varken, bu sayı 2021’in Haziran ayı itibarıyla 541 bin 346’ya düştü.
“Kölelik düzeninde yaşıyoruz. Çiftçiliği bırakıyor insanlar, bırakmak zorundalar. Çünkü siz bizim sırtımızdan besleniyorsunuz. Bir senin rengine bak, bir de benim rengime bak. Bir senin giyinmene bak, bir de benim giyinmeme bak.”
Bu sözlerin sahibi çiftçi Adil Şimşek’e göre, Türkiye’de artık çiftçilik yapılamaz hale geldi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, tarımsal girdi fiyatları Temmuz ayında yıllık bazda yüzde 29,38 arttı. 2016 yılında başlatılan tarımsal girdi fiyat endeksi, şimdiye dek en yüksek seviyesini gördü.
En fazla fiyat artışı yüzde 62,43 ile gübre ve toprak geliştiricilerde yaşandı.
Ömrünü çiftçilik yaparak geçirmiş 66 yaşındaki Adil Şimşek, köyün en fazla toprağa sahip ‘büyük çiftçileri’ arasında olmasına rağmen artık çiftçiliği sürdürmekte çok zorlandığını anlatıyor.
‘KREDİ BORCU OLMAYAN YOK’
Kredi Kayıt Bürosu (KKB) raporuna göre, 2020 Şubat ayı sonu itibarıyla Türkiye’de çiftçilerin bankalara yaklaşık 112 milyar TL nakit kredi borcu var.
Bu borcun dörtte birini (31 milyar) kısa vadeli, geri kalanını ise orta ve uzun vadeli borçlar oluşturuyor.
2019 yılında çiftçilerin tarım kredi kooperatiflerinden kullandığı 8 milyar TL’lik kredinin yüzde %97’sini işletme, yani kısa vadeli krediler oluşturuyor.
Yani 2019 yılında bankalar ve tarım kredi kooperatiflerindeki kısa vadeli tarım kredilerinin toplamı 40 milyar TL, toplam kredi miktarı 120 milyar TL civarında iken; Türkiye’nin tarımsal hasılası 275 milyar TL düzeyindeydi.
Köylülere göre, artık belirli bir sermaye ile sıfırdan tarımsal üretime başlamak da bir o kadar zor.
Çiftçiler, bankaların 6 aya kadar borcu ertelenebilen “tarım kartları” kullanarak mazot, tohum ve gübre gibi alışverişleri yapabildiklerini söylüyor.
İçlerinden biri, “Borcumuz olmaz olur mu? Altı aylık tarım kredi kartı var. Bu kartla mazot, tohum, gübre alıyorsun, ödemesini altı ay sonra yapıyorsun. Başka türlü kimsenin nakdi yok” diyor.
Çiftçiler, tarımsal üretimde ülke genelinde bütüncül bir planlama yapılmadığı sürece yerli üreticinin her türlü değişkenden olumsuz etkilenmeye devam edeceğini savunuyor.
Avdanlı Köyü’nün “büyük çiftçilerinden” Hamiyet Yaman çiftçiliğe “mecburen” devam ettiklerini anlatıyor:
“Değişen iklim yüzünden artık eskisinden daha fazla zirai ilaç kullanmamız gerekiyor ve bu da üretim maliyetini artırıyor. Mazot ve gübre fiyatları sürekli zamlandığı için yıprandık.”
“Çiftçiliğin geleceği berbat. Önceden tarlamızı kiraladığımız kişiler kazanıyordu. Şimdi bırakalım, tarlayı ortağa kiralık verelim desek, alacak insan yok.”
BU DESTEKLE BİR ÇUVAL GÜBRE BİLE ALINMIYOR
Öte yandan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yaptığı açıklamada çiftçiye 55 milyon 289 bin lira destek ödemesi yapılacağını belirterek, ‘Destek bizden üretmek sizden’ değerlendirmesinde bulunmuştu. Ancak Bakan Pakdemirli’nin yaptığı destek ödemesi açıklamasına çiftçiden tepki geldi.
Tarımdan Haber yazarı ve Ziraat mühendisi Faik Toy, açıklanan 55 milyon 289 bin liralık destek ödemesinde önemli bir ayrıntıya dikkat çekerek, yapılan destek ödemesinden sadece 64 bin 348 lirasının çiftçiye ödeneceğini belirterek, “Arkadaş bunun reklamı mı olur?” dedi. 64 bin 348 liranın da 226 çiftçiye ödeneceğini dile getiren Toy, twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunu kaydetti: “Ödenen para 55 milyon 289 bin TL Bu paranın içinde çiftçiye ödenen 64 bin 348 TL, kaç çiftçiye? 226 çiftçiye 64 bin 348’i böl 226 kişiye, kişi başı 284 TL 1 çuval üre 400 TL, çiftçi bu parayla 1 çuval üre alamıyor. Bir de destek bizden üretmek sizden yazıyor”
bbctürkçe/tarımdanhaber