Her dinin kendine özgü izlerini taşıyan,  saygı duyulan, bakım ve hizmetleri yapılması gereken yapılar vardır. Bu tarihsel varlıkların başında ibadetgahlar gelir. Her din mensubu  kendi dini yaşam tarzlarına uygun mekanlarda ibadetlerini gerçekleştirirler. Bu yapılardan kilise ve havralarda  ikonalar,   kabartmalar, çeşitli şekil ve idollere rastlanırken,   göz alıcı motif ve  hat sanatının en güzel örnekleriyle cami duvarları şenlendirir.
Cami Arapça’da “cem’a” toplanma anlamına gelmekte. Müslümanların ibadet yaptıkları yerlere  camii, Hıristiyanların ibadetgahlarına Kilise,  Yahudilerin ibadet yerlerine de “havra” yada “sinagog” denilmekte. Ayrıca yer yüzünde  farklı dinler farklı tapınaklar olduğunu biliyoruz. 
ınanç ve saygının gereği bakım ve imarı ihtiyacı olanların restorasyonu  yapılır. ıbadetgahları birbirinden ayırtan en büyük özellikleri yapı farkları ve kullanım şekilleridir.  Her dinin kendine göre bir ibadet şekli olduğuna göre yapı şekilleri de  değişir. Ancak hepsinin ortak bir yanı var ki temizlik.
Camilerde ki temizlik konusu içler acısı.  Bakımsız, ilgisizlik haddi safhada. Temizlikten yoksun camilerin ibadeti  ne kadar makbul sayılır.  Bu anlamda camileri ve cemaati sorgulamak lazım… Bana göre günlerce temizlik konusu üzerinde hutbeler verilmeli, caminin temizliği kadar camiye gelen insanların temizliği üzerinde durulmalı. Esnafın gittiği bir camide ayak kokusundan, sanayi esnafın gittiği bir camiye yanmış yağ, motorin, benzin kokusundan, demir pasından, marangozların talaş döküntülerinden giremiyorsun.. Gerek temizlik, gerek yapı ve gerekse dış ceplerinin   görüntüleri bakılmayacak hatta utanılacak durumda. Yenisi ile uğraşılacağına eskisini yenilemek evladır.
Camiler insanların maddi ve manevi kirlilikten arandığı bir yer olması gerekirken   sağlığımız cami tuvaletlerinin   tehdidi altında olduğunu kimse  inkar edemez. Bir eğitim meselesi olduğunu gerçeğine inanmalıyız.  Ayrıca imamların büyük bir titizlik örneği sergileyerek “Temizlik imandandır” ilkesini benimsetmelidirler.   
Camilerin namaz dışında da önemli işlevleri olduğu gerçeğini kimse inkar edemez. Bunların başında Müslümanların birbirini sorması, konuşması, toplumsal sorunların dile getirilmesiyle bir çok sorunun üstesinden gelindiğini görüyoruz.  Ne yazık ki birbirini sormak bir yana aynı camiye giden, aynı safta namaza duran bir çok insanın birbirleriyle barışık olmadığını biliyoruz. ımamın cemaatten kişilerle konuşmadığı ayrı bir sıkıntı.
Son günlerde diyanet işlerinin aldığı bir kararla mimari bozuk camilerin önüne geçilmesi anlamında çalışmalar yürütüldüğü söylenmesi sevindirici. Hatta briketin tuğlanın yerine taşın tercih edilmesi daha güzel olurdu. Camilerin ihtiyaca binaen ve güçlerin birleştirilerek ucube, izbe, acayip  yapılar yerine, daha görkemli tarihe mal edilecek taş yapılar tercih edilmelidir. Camilerin kendine has mimarisi estetiği karakteristik özelliği ile gözleri doldurduğu gibi maneviyatı pekiştirebilmelidir.   
Cami yapımı denince; ıslam’i görkemi ile temsil eden yıllarca cami yapımı ile uğraşan atalarımız emekleri hiç doldu. Önde gelen ya bir apartmanın altına, yada bir pasajın içinde bir yapının bir bodrum katta dört hali serip yeşile boyayarak; “işte ben cami yaptım, dünyada bir cami yapan ahrette cennette bir yer kazanır” sözleri ile böbürlenenler de yok değil. Allah’ın onların günahlarını affedileceğinin peşin hükmü ile kendilerini avutmaktadırlar.
 Ahreti düşünenlerin öncelikle kul hakkına riayet etmeleri gerekir. Birilerinden çalıp birilerini dolandırarak, kimilerine de yaranmak için “ahretti de düşünmemiz lazım, orası içinde biraz yatırım yapalım” deyenlerin iki yüzlülüğünün sıkıntılarını toplum  çekiyor.  Yapılan mescitlerin  hali de dehşet verici. Müzik sesi, gürültü, cami veya mescit denilen yerin içinde. Kırık borulardan akan pis sular cami halılarını kirletmekte. Hatta imam mihraba geçerken üzerine naylon örtüp geçtiğini biliyor musunuz? Onlar hala cami yaptıklarını övüne dursunlar. Müftülüğün bu tür yerlerin işlevini durdurması lazım. 
 Camilere yakışmayan uyduruk minarelere, apartman altındaki  cami, ne de mescit denilen yerlere tahammül edemiyorum. Eğer biraz saygınız varsa bu tür şarlatanlıklardan vazgeçer ıslam’ ı temsil eden en güzel camiyi yapma uğraşı verirsiniz.   

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir