Üç kıtadaki fetihlerimizin ve destanlarımızın unutulmaz ortağı atlar 20.asırda tekniğin ve motorun öne çıkması ile kanatlanıp birer birer ufkumuzdan ayrıldılar. Ancak, onların unutulmazlığı ve ebedi sevgisi sembolik de olsa canlılığını korumalı ve yaşamalıydı. ışte Urfalıların at sevgisi yıllardır at’ı korumakta ve yaşatmaktadır. Eski akıncılardaki at sevgisini bugün at besleyip yetiştirenlerde buluyoruz. Bunun bugünkü tabii sonucu […]
Kameri aylardan Rebiülevvel ayının 12.gecesi dünya’ya teşrif eden Peygamberimizin doğumu 571 yılından itibaren her Mevlid kandilinde bütün islâm âleminde kutlanmaktadır. 21. Nisan’a rastlayan bu tarih ayrıca Yurdumuzda anılmakla beraber Mevlid Kandilinin de içinde bulunduğu hafta 1989 yılından beri “Kutlu Doğum Haftası” olarak kutlanmakta, önemli bir din ve Kültür haftası olarak halkımıza sunulmaktadır. Allah’ın habibi (sevgilisi) […]
60 yıldanberi müsait mevsimlerde Urfa Kalesine çıkıp şehrimizi kuşbaşı seyr’etmek sevdiğim alışkanlıklarımdandır. Çıkış ve inişlerimizde yıldan yıla eksilen gücümüz hayli değişti. Ama Urfa’nın o kadim manzarası (yükselen birkaç beton bina dışında) pek değişmedi. Kaleden inip şehirde dolaştığımızda da aşağı yukarı aynı manzara yıllarca bizimle oldu. “ıkrahiye”den çalınan bir müziğin nakaratı ile yaşlanıyorduk sanki.. Son olarak […]
ıstiklâl Savaşı öncesinde, düşman işgaline uğradığımız o hazin günlerde bir bahar mevsimi dallar yeşeriyor, çiçekler açıyorken, merhume Halide Nusret Zorlutuna hanımefendi ruhumuza baskı yapan esaret günlerinin acısı ile, ilkbaharın bu “Hoş gelişi” tezadını hazm’edemiyor, büyük bir üzüntü içerisinde “Git Bahar!…” ı yazıyordu.. Yine o günlerde merhum Süleyman Nazif’in kaleme aldığı “Kara Bir Gün…” Makalesi gibi […]
Urfa’nın 11 Nisan 1920 tarihindeki kurtuluşundan sonra gelen her yıldönümünde kutlanan bayramların ayrı bir neşesi olurdu. 1950 li yılların sonuna kadar Kurtuluş Savaşına iştirak etmiş “Gazi”lerin bir kısmı hayatta olduğu için o günleri yeniden yaşar ve yaşatırlardı. Bunlara biz gençliğimizde “Çete” derdik. Çeteler şanlı ve şerefli idiler. Onların oğulları, torunları yine “Çeteler” olarak o şan […]
Bir yerde ayrılık, gayrılık varsa oranın istikbali karanlıktır. ıstiklâli de tehlikededir. Bu riski taşımamak; devleti, milleti tehlikelere, çilelere atmamak için devlet yöneticileri birlik ve beraberliğe çok önem vermişler Milletin geleceğini düşünmek mecburiyetini hissetmişlerdir. ıdeallerden sapmalar görülünce haliyle birlikten kopmalar da olmuş, Birinci Dünya Harbi yıllarında (1914-1918) Osmanlı Devleti yıkılmağa yüz tutmuştu. Bundan istifade etmek isteyen, […]
Halkımızın huzur ve selâmeti için çalışan Polisimiz, Devletimizin kendisine verdiği yasal hak ve selâhiyetler çerçevesinde görevini en iyi şekilde yerine getirmektedir. Kanunlarla polisin elinin kuvvetli olduğu zamanlarda halkın huzur ve selâmeti de iyi olmuş, yetkiler azaldığında iş tersine dönmüştür. 161. yıldan beri halkımızla ve devletimizle içiçe yaşayan bu Teşkilâtı her bakımdan kuvvetli kılmak gerektiği iyice […]
1950 li yıllar.. 14 Mayıs’ta yapılan bir “Genel Seçim”le iktidar el değiştiriyor, demokrasi tarihimizde (sonraki olaylardan da daha iyi anlaşılacağı üzere) önemli bir sayfa açılıyordu. Ülkemizde bu arada basın hayatı gelişiyor, gazete sayıları artıyordu. Ortaokul ve Lisede okuduğum bu yıllarda okuldışı zamanlarda ve yaz tatillerinde bir Diş Muayenehanesinde çalışıyor, daha doğrusu aylâk dolaşmaktan alıkonuluyordum. Bu […]
Tarihimizin yükselme devirleri dirayetli padişahların, hakanların yanında dirayetli devlet ve hükûmet adamlarının da olduğu yıllara rastlar. Gerileme ve çöküş devirlerinde ise dalkavuklar sahnededir. Saray entrikalarında kadınlar, hokkabazlar, cahiller rol oynar ve dolayısıyla devlet batağa doğru sürüklenir, batar gider… Osmanlı tarihi bu bakımdan da ibaretlerle doludur. Kudretli Padişah Yavuz Sultan Selim döneminde (1467-1520) görev almış devlet […]
Bu kımızı Orhan Pamuk’un “Benim Adım Kırmızı”sı değil, O’nun hayatı da roman ama bu Bedirhan Kırmızı özbeöz Urfalı hemşehrimiz; gazelhan, türkü pınarı ve bestekâr. Onu gençlerimiz pek tanımazlar. Çünkü, 30 yılı aşkın bir zamandan beri Urfa dışında, genellikle ıstanbul’da yaşıyordu. Artık hasret canına tak’etmişki sılaya döndü ve çalışmaları ile Urfa’ya hizmete, yeni türkü ve gazeller […]