21.nci yüzyıl ise Dünya Tatlı su kaynaklarının azaldığı, ancak öneminin ve kullanım alanlarının ise çok arttığı bir asır olacaktır.

Bilindiği gibi yeryüzündeki suların ancak yüzde biri tatlı su vasfındadır. Ve bu su, tarımda, sanayide, temizlikte ve en önemlisi içecek olarak kullanılmaktadır.

Ancak ve maalesef bu hayati ve mucezievi madde asrımzda, çeşitli sebeplere bağlı olarak, hem azalmış ve hem de büyük boyutta kirlenmiştir.

Bugün Dünyamız’da 35 ülke kullanmak için, 17 ülkeyse içecek su bulmakta zorlanmaktadır. Bu insanların yaşamları çekilmez bir hale gelmiştir. Ve giderekte bu tehlike diğer ülkeleri de tehdit eder hale gelmektedir.

Bu nedenle; yaşamın temel kaynağı olan su, Dünyanın bütün zenginliklerinden daha önemlidir. Bir bardak temiz ve tatlı su, binlerce ton altından ve milyarlarca varil petrolden daha kıymetlidir. Hal ve fotoğraf böyle iken, artan Dünya nüfusuna karşın ters orantılı olarak su kaynakları ise azalmaktadır.

Yaşadığımız yüzyılda su kaynakların adil ve hakça paylaşımı ile ilgili ihtilafların çıkacağını bilmek için kahin olmaya gerek yoktur.

Ülkemiz, tatlı su kaynakları bakımından zengin sayılmasa da, Ortadoğu ülkelerine göre fakirde sayılmaz. Yıllık 510 m3 milyar metreküp yağış alan iklimi ve 26 nehir havzasıyla şimdilik kendine yetmektedir. Ancak tabiatta hiç birşey sınırsız değildir. Ve biz bu sularımızı çok tasarruflu kullanmak zorundayız.

Ayrıca, Ortadoğunun en önemli iki suyunun kaynakları ülkemizde doğmaktadır. Bu sular Dicle ve Fırat’tır. Sınır aşan sular niteliğinde olan bu nehirler, yurdumuzun Doğu Anadolu Bölgesinde hemen hemen 9 ayı kar altında bulunan coğrafyada hayat bulmakta ve kaynak oluşturmaktadırlar.

Özetle; Güzel yurdumuzun önemini kat be kat artıran tatlı su kaynaklarımıza gözümüz gibi değer vermeli ve tasarruflu kullanmalıyız.

Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.