Nejat Karagöz
29 Mayıs 2023
Nejat Karagöz
14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde Türkiye iki defa sandığa gitti.
Hükümet ve muhalefet kanadının 3, 6 ve 9 partiden oluşan ittifaklarla girdikleri bu seçimde sonuçlar 21 yıllık AKP iktidarının bir süreliğine daha devamı yönünde tecelli etti…
Bu sonucun millete ve memlekete hayır getirmesini temenni etmenin sadece temennide kalacağının artık gizlenemez, örtbas edilemez gerekçeleri de karşımızda dağ gibi durmaktadır.
Sayıları 13 milyonu bulan göçmenlerin istilası altındaki bu ülkenin kaynakları bugüne kadar nasıl yağmalandı ise, bundan sonra da aynı minval üzere devam edecektir. Ama dert sadece bu da değildir.
Ne demek istediğimi birkaç örnekle izah etmeye çalışayım:
ABD’de yayımlanan bir araştırmada, dünyanın en zenginleri listesinde (Oldukça da alt sıralarda) yer alan 13 Türk vatandaşının servetinin 44 Milyon vatandaşımızın servetinden daha fazla olduğu bilgisi yer alıyor.
Türkiye’de üniversite hocaları dâhil, çok büyük bir memur kesimi de yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşıyor.
16 Milyon emekli için ise zaten söylenecek az şey varken, ülke nüfusunun yaklaşık 5’te biri de devlet yardımıyla hayatını idame ettiriyor.
Ama buna karşılık;
Almanya’da 70.000 sağlık kuruluşu, 8.000 kilise
Fransa’da 60.000 sağlık kuruluşu, 9.000 kilise
Türkiye’de 7.000 sağlık kuruluşu, 85.000 cami. (Bu rakam dünyadaki tüm camilerin % 65’ine, Türkiye’deki Müslümanların ise tüm dünyadaki Müslüman nüfusun sadece % 6’sına denk geliyor)
Türkiye’de;Kütüphane sayısı 1412, Kahvehane sayısı 570 000.
Bizde on kişiye yılda 1 kitap düşerken, ortalama TV izleme süresi ise günde 5 saat…
Bu ve buna benzer verileri buraya almaya kalkışsak sayfalarca yazmamız gerekir.
Şuraya varıyoruz: AKP 21 yılı geride bırakan devr-i iktidarında Toplumun maddi ve manevi refah düzeyi ile ilgili yaptığı toplum mühendisliği çalışmalarında akıl almaz bir başarı sağlamıştır. Bu tablo iktidar partisinin bile isteye dizayn ettiği bir topluluğun (aslında çok da zorluk çekmeden) gelip vardığı yerdir. Düzinelerce TV kanalından empoze edilen din, vatan, bayrak, ezan soslu siyasi söylemlerin, toplum üzerindeki etkisinin sonucu da sandıklara olduğu gibi yansımıştır.
Alan razı veren razı tarzında sürüp giden bu süreçten razı olmayanların da var olduğunu biliyoruz. Onlara da kendilerini bu tahribattan koruyacak önlemler geliştirmek ve kedi hayatlarına geçirmek düşüyor.
85 Milyonun kaybettiği, buna karşılık bir avuç iktidar eliti ile 13 milyon mültecinin kazandığı bir seçim oldu…
Şimdi, düşünme zamanı.