Sabri Dişli
30 Ağustos 2006
şanlıurfa da; Her iki kişiden biri yeşil kartlı… Dayanışmanın doruk noktasına vardığı kutsal Ramazan ayının yaklaşması ile birlikte 6500 aileye gıda yardımında bulunulacak. 20 bin öğrencinin annesi eğitime katkı payı alıyor. 25 kişi 65 yaş sakat ve muhtaç aylığı alıyor. Çorba evleri, iftar çadırları, vakıf yardımlarıyla uzatıp rakamların içinde boğulmadan şöyle bir tespit yapabiliriz: ıl merkezinde resmi nüfusun yüz doksan beş bini yardıma muhtaç olacak kadar dar gelirli. * Gelelim madalyonun öteki yüzüne… şanlıurfa’da şu anda 500 bin dolara kadar ev satılıyor. Evin fiyatı tüm yardımların toplandığı Aşevi’nin Ramazan ayı yemek gideri kadar… Gaziantep sanayisinde sigortalı işçi olarak çalışanların sayısı 195 bin. Kentimizin resmi yoksul ve dar gelirli sayısına eşit. Sıfır binek araç ve ruhsatlı tabanca sayısında da ilk sıralardayız. * ılimizde sermaye sahibi pek çok, çok değerli(!) para bekçisi, kupmiratörlerimiz; Oto-alım satımdaki tefecilik devri kapandıktan sonra arsaya yöneldiler. Öyle ya kim uğraşır işçiyle, sigortayla, vergiyle, üretimle. Alırsın arsayı kapatırsın etrafını. Bir de villa yaparsın sonra mı spekülatif fiyatlarla malı tavana vurdurarak, sanayide kazanacağın paranın çok daha fazlasını zahmetsiz kazanırsın. Peki ya vicdanın? Allahın nezdinde vereceğin hesap! O kolay kazanılan paranın vicdanlarda aklanması lazım. ışsizin yoksulun yararlandığı aşevi ve çorba evlerinden birine birkaç çuval zahire, bir iki kurban atarsın, olur biter. ıstersen mahalli televizyonlarda reklâm bile yaparsın: Bir elinde telefon, önünde gazete, yanında bilgisayar. Bizde hayretle bakarız; iş adamımız üç iletişim aracını aynı anda nasılda kullanıyor(!) Spikerimiz seslenir; yardımsever iş adamımız “yardım etti” Hiç olmazsa bu spekülatörler yardım ediyor. Bir de pintilerimiz var. Eskilerini bodrumlarda çürüten, çöp evlere sahip, yardım ve aş evlerinden haberi olmayan, hatta fırsat bulduğunda aşevlerinde karnını doyuran tipler. (keşke isim verebilsem) Az sayıda da hem işveren, hem yardım yapan dürüst iş adamlarımız da var tabi. Karamsar olmamak lazım bizde boş durmuyoruz… Üretmek yerine ürüyoruz! En fazla doğum yapan il şanlıurfa… Hani nasılsa karnımız doyuyor. Çin atasözünde olduğu gibi, balık vereceğine olta ver. Biz de tersi; balığı veriyoruz, adamda oltasını kullanıyor.