İbrahim Halil Okuyan
27 Kasım 2006
Kaskatı Yahudi ve hıristiyanlar duymak istemese de Filistindeki ısrail zulmü yeri-göğü inletir hale geldi. Bir Camiyi yıkımdan kurtarmak amacıyla oraya biriken kadınların üzerine yaylım ateşinin savrulduğu günün akşamı her zamanki gibi haberleri izlemek amacıyla Televizyonlarının karşısına oturan insanlar olayın içinde bulunan yaşlı bir kadının canhıraş çığlığına şahit oldular. Bağrı yanmış,nice yıllardır bu zûlmün pençesinde kavrulmuş, büyük ihtimalle ailenin erkeklerini şehit vermiş kadıncağız bütün bedeni ve ruhu ile “Yürek” olmuş haykırıyordu; “Ey insanlık nerdesiniz, Araplar nerdesiniz?..” Feryadından, davranışlarından bu sesi de duymayan kaldıysa, bu dünyadan artık hiç hayır beklememeli, insan herşeye veda edip gitmeliydi.. Ama çok şükür nihayet duyan birileri bulundu. Filistinli kadıncağız, en çok umudunu beslediği Arapları birinci plânda yardıma çağırıyor; “Uyanın artık, nerdesiniz?…” diyordu. Ertesi gün olanları yine televizyonlardan izledik. Arap Birliği Genel Sekreteri ve Mısır Dışişleri Bakanı Amr Musa’nın çağrısı üzerine bu Birliğe dahil olan Üye Devletlerin temsilcileri toplanmış, Filisin’e yardım kararı almışlar. ılk yardım çıkışı da bilmem kaçyüz milyon dolar olarak Kuveyt’ten oldu. Diğerleri de her türlü yardıma koşacaklar. Haberi veren muhabir muhterem Amr Musa’ya soruyor. “Kararınız iyi ama yardımlarınızı ambargo’ya rağmen Filistinlilere ulaştırabilecek misiniz?..” cevap, kısa ve kesin.. “Biz kararı aldık, ulaştırmasını da biliriz.” ınşallah herşey düşünüldüğü gibi yürür. Kısmen de olsa Filistin halkı’nın yaraları sarılır. Osmanlı’nın 400 yıl hükümran olduğu Filistin’de Millet huzur içinde yaşamış, kimsenin burnu kanamamıştı. Bugün ısrail’in el attığı Kudüs ve diğer Filistin toprakları Yahudinin zulmü ile inim inim inliyor. En tabii insanlık hakkı olan “yaşama”yı koruyamıyor, hor görülüyor, eziliyor. Halkın seçtiği hükûmet bile tanınmıyor, görev yaptırılmıyor, temsilcileri öldürülüyor, zindanlarda çürütülüyor. ışte tarihte ve günümüzde yaşanan iki yönetim farkı. Osmanlı öyle’ydi, Yahudi böyle… Rahmetli Padişah II. Abdülhamid’in binlerce altın’a rağmen Filistin’den Yahudiye bir karış toprak vermemesi bugün daha iyi anlaşılıyor. Yahudi’ye karşı bu cimriliği(!) tahtına ve 33 yıllık saltanatının kaybına sebep oldu ama ne gam adam inandığını yapmıştı… Bugün Filistin hayat ile ölüm arasında yaşarken bir de ambargodan söz ediliyor. ısrail, Ortadoğu’nun cengâveri(!) kesilmiş, bütün komşularını rahatsız ederken, Lübnan’ın altını-üstüne getirirken “Dur” diyen olmuyor, ambargo yaşam savaşı veren Filistin’e konuluyor. Adaletin bu mu dünya, insanlığın bu mu ABD, ıngiltere, ısrail?… Birleşmiş Milletler Nerdesiniz?.. Filistinli kadıncağızın çığlığı yalnız Araplara değil, hepimizedir. Bütün dünyayadır. Tek taraflı korkunç bir savaşı Hitlerden, Mussolini’den, Stalinden daha fazla bir şekilde ısrail yapıyor. Hiçbir diktatörün zûlmünde çocuklar, çocuk patikleri bu kadar görülmemiş ve ezilmemişti. Ama ısrail’in bombalarının altından bunlar da kanlanmış olarak çıkıyor. Hergün insanlığın utancı biraz daha büyüyor. Utanç ambargosu bir daha konulmamak üzere kalkmalı, yalnız Araplar değil, bütün Milletler Filistin’e gerekli yardımı yağdırmalıdır. Gerçek insan olmanın gereği budur.