İbrahim Halil Okuyan
12 Şubat 2007
Sayın Vali Rafet Üçelli zamanında Akçakale’de 1977 yılında açılan sınır kapısı 3.sınıf bir “Gümrük Kapısı” idi. Ama o günkü şartlar içerisinde hemşehrilerimizi hayli memnun etmişti. Olabildiğince ihtiyaçlarımıza cevap verebiliyordu. Sonraki gelişmeler içerisinde hakkımız olan I. Sınıf bir Gümrük Kapısına talip olduk. Olmaz olaydık, bu kapı bizim için bir “Sinir Kapısı” oldu. Görmediğimiz, yaşamadığımız, acayiplikler kalmadı. Sanki Gümrük Kapısına girmek değil de, “Avrupa Birliğine” girmek istiyormuşuz gibi ince eleklerden geçirildik, sabır imtihanlarına tabi tutulduk… ışi baştan ele alırsak oldukça uzar. Biz sadece bir bütünlük arz’eden AKP iktidarı döneminden başlayalım. Hani “Dış Ticarette hamle üstüne hamle yapılıyor.” deniliyordu ya.. Biz de bu ticaretten nasibimizi alalım. “GAP’ın başkentiyiz. Ülkemizin Suriye ile en uzun sınırı bizim yanıbaşımızda. Hatay’ın, Kilis’in, Mardin’in kapıları var. Bizim niçin olmasın? Haklılığına kapıldık. Bunu elde etme girişimlerini devam ettirdik. Bütün kapıları Devlet yaptırıp, elemanlarını, alet-edavatlarını yerleştirirken, üç yıl önce bize “Gümrük Kapısı için bir bina lâzım. Bunu Urfa yaptırsın” denildi. Sağolsunlar, Ticaret ve Sanayi Odası ile Ticaret Borsası üç yıl önce el-ele verip binayı yaptırarak ilgili Bakanlığa teslim ettiler. Urfa, bu iki Sivil Toplum kuruluşu ve hizmet birimi sayesinde üzerine düşeni yapmıştı. Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanının da üzerine düşeni yapması lâzımdı ki, iş tamamlansın. Ama Sayın Bakan nedense verdiği sözleri unutmuş başka alemlere dalmıştı. Bir Maliye Bakanlığına, bir Genelkurmaya aktardıkları huduttaki mayın temizleme işini yine ortada bırakıp çekilmişti. Nihayet yine iş başa düştü. şanlıurfa Valiliği Genel Kurmay Başkanlığı ile bir protokol imzaladı. Gümrük binamızın 250 metre uzunluğunda, 40 metre enindeki yolu açılacak… GAP’ın yüzde 85 gibi büyük ve aktif bölümünü kapsayan Urfa’mıza bu zulüm neden yapılır? Anlamak mümkün değil. 2007 Bütçe görüşmelerinde Akçakale Gümrük Kapısının durumunu soran Milletvekilimiz Sayın Mehmet Vedat Melik’e, Dış Ticaretten sorumlu Sayın Devlet Bakanının verdiği cevap, devlet ciddiyeti ve sorumluluk anlayışı ile bağdaşır cinsten değildir. Sayın Kürşat Tüzmen “Kapı açık, çalışıyor ve şu anda Çimento ihracatı yapılıyor..” der. Bir bakıma “Sizin bundan haberiniz yok..” demeğe getirir. Evet, bu da yalan değildir ama “Bu iş nasıl yapılıyor?” demezler mi adama.. Kapı açık, TIR’lar geçemiyor, kamyonlar ileri-geri manevralarla duvarlarda sürünerek geçebiliyor, personel çok eksik ve saat 17.00 de işi bitiriyor, tatil başlıyor. Ve bu endazeli ihracat özel bir izinle yapılıyor. Bu mu 1. sınıf dedikleri Gümrük Kapısı? Bu mu yere-göğe sığdıramadığınız ihracat? Bu mu GAP’ın nimetler veren kent’i Urfa’ya lâyık gördüğünüz I.Sınıf Gümrük Kapısı iyiliği? Yazıklar olsun! ınşallah 2007 umudumuzu da yeniden alt-üst etmezsiniz.