Mehmet Göncü
21 Şubat 2007
Afrika, Dünyanın en zengin ve en güzel bir kıtasıdır. Henüz Doğal hayat bütün ihtişamı ile bu kıtada devam ediyor. Madenleri ile, hayvan çeşitliliği ve orman ve otsu bitki deseni ile bu gezegenin en bakir ve en muhteşem bölgesi ne yazık ki, bu günlerde tarihinin en acı günlerini yaşamaktadır. HIV VıRÜSÜ VE MALARYA Yani (AıDS) ve sıtma parazitinin meydana getirdiği malarya, özellikle Güney, Batı ve Doğu Afrika ülkelerini kasıp kavuran bu hastalıklara karşı, ne acı ki yoksulluk nedeni ile yeterli mücadele edilemiyor. Sonuçta; Hergün yüzlerce, binlerce insan açlıktan ve bu pis hastalıklar yüzünden ölüyor. ılaç yok, gıda yok, içme suyu yok. Bir cibinlik bir dolar, bunu bile alacak para yok. Yani anlatılacak gibi değil. En kötüsü de bu zavallı insanların dertlerini ifade edecek imkânları da yok. Yani bu gezegenin bir kıtasında insan kardeşlerimiz açlıktan, hastalıktan ve ilgisizlikten ölürken diğer yandan Dünyanın varlıklı kesiminin umurunda bile değil. Örneğin; Gelişmiş ülkelerin bir gecelik eğlencelerine harcanan parayla, Afrika kıtasının tümü bir yıl karnını doyurabilir ve hastalıklarına çare bulabilir. Bu durum karşısında; Hani Birleşmiş Milletler? Hani insan hakları örgütleri, neredesiniz? Neredesiniz? Gelişmiş ülkelerin yardım kuruluşları? Soruyorum neredesiniz? Ve insanlık Afrika da ölüyor ve sizler neredesiniz dünyanın meşhur yayın kuruluşları. Bu insanlık trajedisinin bir kısmını TRT-1 kanalında Ramazan Öztürk’ün “Kırılma noktası” programında izledim. Bir insan olarak hem utandım ve hem de çok üzüldüm. Bu manada izleyenlerini aydınlatan ve bilgilendiren bu başarılı programdan dolayı, TRT kurumunu ve program yapımcısını yürekten kutluyorum. Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.