Cüneyt Gökçe
16 Haziran 2006
ınsan, öğrenmeye ihtiyaç duyan bir varlık olduğu gibi meşru dairede- eğlenme ve dinlenmeye de ihtiyacı vardır. Ancak, her şeyin dengeli yapılması gerektiği gibi dinlenme ve tatil yapmanın da bir ölçüsü ve hududu vardır. Tatil, her türlü etkinliğin iptal edilmesi ve vaktin katledilmesi anlamına gelmez. Plan ve program dâhilinde yapılan bir tatilin çok verimli geçeceği bilinen bir husustur. Eksiklerin tamamlanması, merak edilen yerlerin imkânlar ölçüsünde- ziyaret edilmesi, verimli bir dinlenme programının gerçekleştirilmesi tatilde yapılabilecek hususlar arasında sayılabilir. Yaz tatilinde yapılabilecek en önemli işlerden bir tanesi de, belli bir yaşa gelmiş çocuklarımıza güçleri oranında, Kur’an-ı Kerim’i öğrenmeleri hususunda rehberlik yapmaktır. Sevdirilerek, eğitim kurallarına uyularak ve çocukların durumları göz önünde bulundurularak yapılan bir öğretimden çok güzel sonuçlar alınabilir. Yüce Allah gönderdiği tüm peygamberlere çağlarının meşguliyetleriyle doğru orantılı mucizeler verdiği hepimizin malumudur. Örneğin, Hz. Musa (a.s) döneminde insanlar işlerini-güçlerini bırakıp sihirle uğraştıklarından Hz. Musa’ya, bütün sihirbazların sihirlerini iptal edecek ve devre dışı bırakacak asa mucizesinin verilmesi… Hz. ısa (a.s) döneminde insanlar tıp alanına diğer dönemlere nisbetle- daha fazla ilgi gösterdiklerinden, ağır hastalın duasıyla şifa bulup geçici bir süreliğine de olsa ölülere hayat verilmesi gibi tıbbi olaylara benzer mucizelerin bahşedilmesi bu sırrın gereğidir. şiir, sanat ve edebiyat alanında iddia sahibi bir topluluğa gönderilen Hz. Muhammed Efendimize de söz güzelliği, sanat ve edebiyat şahikası olup bu alanda meydan okuyan Kur’an-ı Kerim’in verilmesi, adetullahın bu alandaki devamı niteliğindedir. Hz. Peygamberin deyimiyle Kur’an-ı Kerim’i öğrenip öğretmek insanı çok değerli bir varlık haline getirir. Kur’an-ı Kerim’i hakkını vererek- okuyup öğrenmek ve ondan öğrenileni hal ve davranışlara yansıtmak en makbul meşguliyetlerdendir. Kur’an-ı Kerim, bir hayat kitabıdır. Kur’an-ı Kerim, kâinatın en kapsamlı tercümanıdır. Kur’an-ı Kerim, ilahi isimlerin en zengin hazinesidir. Kur’an-ı Kerim, en güzel dua kitabıdır. Kur’an-ı Kerim, en ibretli vesikadır. Kur’an-ı Kerim, sözlerin en güzeline sahip veciz ve beliğ bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim, insanlığın en etkin eğiticisidir. Kur’an-ı Kerim, Allah ile kul arasında en güzel iletişim aracıdır. Kur’an-ı Kerim, insanlığa iki dünya mutluluğunu kazandıran bir yol göstericidir. Kur’an-ı Kerim, en güzel zikir mecmuasıdır. Kur’an-ı Kerim, en kapsamlı ilahi hitaptır. Kur’an-ı Kerim, bütün hak dinlerin esaslarını içeren bir ilahi kütüphanedir. Dinimizi Kur’an-ı Kerim’den; kulluğumuzu Kur’an-ı Kerimden; sorumluluklarımızı Kur’an-ı Kerim’den; eski toplulukların akıbetlerini Kur’an-ı Kerim’den; ibadetlerimizin özünü yine Kur’an-ı Kerim’den ve ortaya koyduğu evrensel formül ve prensiplerden öğrenmekteyiz. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek, öğretmek ve yaşamak en büyük ideallerimizden olmalıdır. Bilmeyenlerimizin öğrenmesi; unutanlarımızın yeniden hatırlaması ve zayıf olanlarımızın pekiştirmesi bağlamında yaz tatili önemli bir fırsattır. Ayrıca, öğrenmenin “yaşı” olmadığını ve bu konudaki çekingenliğin yanlışlığını özellikle belirtmek durumundayım. Yaşımız, meşguliyetimiz ve kariyerimiz ne olursa olsun; durumuza uygun bir fırsatın oluşturulabileceği hususunu bilhassa vurgulamak istiyorum. Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek, öğretmek ve yaşamak niyazıyla…