Cihat Kürkçüoğlu
15 Nisan 2008
Türkiye Seyehat Acentaları Birliği kısa adıyla TÜRSAB, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak kanun ile kurulmuş, seyahat acentalarının kuruluş işlemlerinden başlamak üzere tüm işlemlerinde yetkili bir kurumdur. 4000’den fazla üyesi olan ve Türk turizmine önemli katkıları bulunan TÜRSAB, “Kültür Turizmi Sempozyumları”nın dördüncüsünü 5-6 Nisan 2008 tarihlerinde şanlıurfa Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirdi.
5 Nisan günü Kemalettin Gazzezoğlu Kültür Merkezi’nde yapılan sempozyumda Güneydoğu Anadolu Bölgesi Kültür Turizmi uzmanlar tarafından masaya yatırıldı. Kültür Turizmi Nedir?, Kültür Turizminin Kapsamı, Kültür ve ınanç Turizminin Yeri ve Önemi, Kültür Mirasının Korunmasında Bilinç Yükseltme ve Eğitim, ınanç Turizmi Bakımından Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yeni Paylaşımlar, Türkiye’de Kültür Turizminin Dünü ve Bugünü, Dünya Turizm Rekabeti ıçinde Türkiye Turizminde Rakamlar Neler Söylüyor, Kültür Turizmi Dünyada ve Türkiye’de Ne Kadar Pay alıyor, Turizm Pazarlama Yöntemlerinde Hedef ve Odaklar, Türkiye’de Kültür Turizmi Markası Yaratılabilir mi? başlıkları altında uzmanlar görüş ve önerilerini dile getirdiler.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın gelmeyi planladığı, ancak son anda proğramındaki zorunlu bir değişiklik nedeniyle katılamadığı bu önemli toplantıya sayın valimiz Yusuf Yavaşcan da il dışında olması nedeniyle katılamadı.
Türk turizminin en önemli örgütü TÜRSAB’ın bu toplatı için Urfa’yı tercih etmesini şehrimiz için büyük bir şans sayıyorum. TÜRSAB Başkanı sayın Başaran Ulusoy başta olmak üzere Birliğin Kültür Turizmi Komitesi’ne, göreve geldiği günden bu yana Urfa’nın turizmden hak ettiği payı alması için olağanüstü gayret gösteren ve toplantıya eksiksiz ev sahipliği yapan Belediye Başkanımız sayın Ahmet Eşref Fakıbaba’ya, turizmin bacasız sanayi olduğunun bilincinde olan ve Urfa turizminin gelişmesi için her platformda üstün çaba gösteren, toplantı günleri boyunca misafirlerle yakından ilgilenen şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı sayın ısmail Demirkol’a, genç yaşının çok üzerinde bir olgunlukla yıllardır Urfa turizminin yükünü taşıyan ve bu organizasyonun yükünü paylaşan TÜRSAB şanlıurfa Temsilcisi ve turizm işletmecisi sayın Cem Göncü’ye ve organizasyona emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.
TÜRSAB’ın değerli başkanı sayın Başaran Ulusoy, bir çok Urfalı’nın farkında dahi olmadığı turizm zenginliklerimizin fazlasıyla farkında. Sayın Ulusoy; Urfa’yı yanan, ancak üzeri küllenmiş bir kora benzetiyor. Bu külün üflenmesi halinde Urfa’nın turizmden hak ettiği payı alabileceğini belirterek üfleme konusunda üzerlerine düşeni yapacaklarını söylüyor.
TÜRSAB’ın Haleplibahçe Projesi’ne büyük ölçüde maddi destek verdiğini ve proje bedelini müellifine ödediğini biliyoruz. Sayın Başaran Ulusoy ayrıca Urfa için bir prestij kitabı hazırlayacakları ve Belediyenin mimari restorasyon çalışmalarına katkı sağlayacakları sözünü de verdi. TÜRSAB’ın bu önemli sempozyumu Urfa’da düzenlemiş olmasını ve onlarca seyahat acentası temsilcisini Urfa’da buluşturmasını Urfa turizmi için büyük bir kazanç olarak görüyorum. Urfa’ya gösterdikleri yakın ilgiden dolayı TÜRSAB’a ve sayın Başaran Ulusoy’a şükranlarımı sunuyorum.
Güneydoğu Anadolu kentleri, kültür turizmi değerleri açısından çok büyük bir zenginliğe sahiptir. Nemrut Dağı Tümülüsü ile Adıyaman, Zeugma Mozaikleri, Yesemek açık hava heykel atölyesi, tarihi hanları ve geleneksel el sanatları ile Gaziantep, surları, geleneksel mimari dokusu ile Diyarbakır, tarihi kent dokusu ve kiliseleri ile Mardin, Hasankeyf’teki Ortaçağ ıslam mimarisine ait kalıntıları ile Batman, Harran, şuybşehri, Soğmatar gibi dünyaca ünlü ören yerleri, dünyanın en eski kült merkezi olan 12.000 yıllık Göbeklitepe’si, ıbrahim Peygamber’in doğduğu şehir olması ve daha bir çok peygambere ev sahipliği yapmasıyla şanlıurfa, Güneydoğu Anadolu bölgesinin başlıca kültür turizmi merkezleridir. Ancak tüm bu şehirlerin içerisinde, sahip olduğu kültürel zenginlik açısından şanlıurfa’nın çok özel bir yerinin olduğu herkes tarafından kabul görmektedir.
Belediye Başkanımız sayın Ahmet Eşref Fakıbaba, göreve başladığı 4 yıldan bu yana canla başla çalışarak bu özel şehri turizme hazırlıyor. 1992 yılında Ziyaeddin Akbulut valimizle başlatılan, sonraki yıllarda şahabettin Harput ve Muzaffer Dilek valilerimizle devam ettirilen mimari restorasyonları sürdürüyor. Sayın Fakıbaba, şanlıurfa’nın tarihi mimari dokusunun turizm için büyük bir kazanç olduğunu biliyor ve bu dokunun korunması gerektiğine inanıyor. Bu nedenle tarihi sokakları, çarşıları, hanları, meydanları teker teker ıslah ediyor. Sayın Başaran Ulusoy’un deyimi ile Urfa’nın üzerindeki külü üfleyerek altta yanan koru ortaya çıkartmaya çalışıyor, Urfa’yı tarihinde görülmemiş bir biçimde turizme hazırlıyor. Topçu Meydanı ve Samsat Kapısı çevre düzenlemelerini Harran Kapı çevre düzenlemesi izliyor. Tarihi Harran Kapı’yı saran çirkin yapılar bir bir kamulaştırılarak yıkılıyor. Mimar Sinan Üniversitesi’nden Prof.Dr.Suphi Saatçi başkanlığındaki bir ekibe Harran Kapı Çevre Düzenleme Projesi hazırlattırılıyor.Yakın bir gelecekte Bey Kapısı Mahmutoğlu Kulesi’ni de restorasyonu bitmiş vaziyette göreceğiz.
Geçtiğimiz ağustos ayında Tarihi Kentler Birliği Toplantısı’na ev sahipliği yaparak Türkiye’nin tüm tarihi kentlerinin Vali ve Belediye Başkanlarını Urfa’da ağırlayan sayın Fakıbaba, bu kez de Türk turizminin lokomotifi sayılan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ni (TÜRSAB) Urfa’da buluşturarak Urfa turizmi adına büyük bir başarıya imza attı.
Önceki bir yazımda da söylemiştim. Sayın Fakıbaba, GAP Projesi’nden sonra Urfa’nın 100 yıl içerisinde yakaladığı en büyük şanstır. Yanlışları ve eksikleri olabilir. Siyasi hesap ve kişisel çekişmeleri bir yana bırakıp bu şanstan yeterince yararlanılması yönünde herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır.