İbrahim Halil Okuyan
7 Mart 2007
Ağaç dikim mevsimleri değerlendirilebilirse ülkenin büyük kazançlarından olur. Biz geçmişte uzun yıllar bu kazanç’a yönelmemişiz. Onun için topraklarımız çorak ve kurak kalmış. şimdi çok şükür bu yanlışımızın ve noksanımızın farkındayız. Boşluğu telâfi etmeğe çalışıyoruz. Ama öylesine bir boşluk ki, kolay kolay doldurulamıyor. Daha çok zaman ve daha çok çalışmak gerekiyor. Her yıl gayretimizi ne kadar arttırırsak o kadar tez zamanda yeşilin doyumlu sevincine erişmiş olacağız..
ıçinde bulunduğumuz ağaç dikim mevsiminde umut verici başlangıçlar yaşandı. Doğuda, Harran Üniversitesi Osmanbey Kampüsü ve çevresi ağaç dikimleriyle büyükçe bir ormanlık alana dönüşüyor. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sayın ıbrahim Mutlu’nun öncülüğünde başlayan çalışmalar gençlerin gayretleriyle hergün ayrı bir güzellik kazanıyor.
Batıda ise Akabede Evren Sanayi Bölgesinde Belediyemizin ve Evren Sanayimizin başlattığı ağaç dikimi çalışmaları start almış bulunuyor. Başkan Yardımcısı Sayın ıbrahim Güllüoğlu’nun öncülüğünde 10 bin fidanla başlatılan yeşil hamlesi inşallah o bölgenin çehresinin değişmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Ağacın “Çocuk gibi büyütüldüğünün” farkında olan Belediyemiz bunun sloganını da zihinlere nakş’ediyor: Bakabileceğin kadar ağaç dik..” diyor. Yani, fidanı toprakla kucaklaştırdıktan sonra bırakıp gitme. Onun suyunu ver, bakımını yap, kontrolünü ve korumasını eksiltme. Yoksa emeğin boşa gider, yazık olur..” diyor. Ne kadar haklılar..
Doğudan ve Batıdan Urfa’mızı yeşillendirilmeğe çalışan Üniversitemiz ve Belediyemiz şüphesiz yalnız değildirler. Okullar, diğer belediyeler, kışlalar, kurumlar, sivil toplum kuruluşları da inşallah geçmişte de olduğu gibi “Ağaç dikimi” ni devam ettirecek, gönüllü katkılarda bulunacaklardır.
Ayrıca ne mutlu onlara ki, bazı kutlanacak, ululanacak kişiler; kendi mülkiyetlerinde olsun veya olmasın topraklara ayırt etmeden ağaç dikmekte uygun alanları yeşillendirmektedirler. Bunlar da Ülkemiz için önemli kazançlardır. Bu fikrin topluma yerleşmesi inşallah topraklarımızı selden, erozyondan kurtaracak, çevreyi güzelleştirecektir.
Diğer taraftan ağaçlanan topraklarımızın, yani irili ufaklı ormanlarımızın korunması da büyük önem arz’ediyor. Büyük emeklerle gelişen, meydana çıkan bir yeşil alan, bir ağaç küme’si veya orman bir gün bakıyorsunuz ki; yanmış, kül olmuş. Tabii yazık oluyor. Bir izmarit ateşi, bir tarlada anız yakımı veya hiçbir ahlâkla bağdaştırılamayan kötü niyetli orman yakımları milli servetimizi yok ettiği gibi yeşilden mahrumiyetimize, bitki ve hayvan varlıklarının kaybına çevre felâketlerine yol açıyor.
Onun için ağaç dikmek kadar korumak da önemli.