İbrahim Halil Okuyan
20 Ekim 2006
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu günahlardan ve cehennem ateşinden kurtuluş olan, onbir ay’ın sultanı Ramazan geldiğinde acaba bu mübarek ay’a lâyığınca değer verebilecek, ondan gereğince mânen istifade edebilecek miyiz diye düşünüyorduk. Çok şükür hepimiz iyi niyet ve ihlâsla başladık, günleri saya saya ibadetlerimizi yaparak bayrama erişir gibi olduk. Sayılı günlerdi, tez geçti. “Cenâb-ı Allah (c.c.) yapabildiğimiz ibadetler için vadettiği mükâfatları vede, yapamadıklarımız için bizleri avfü keremi ile affede” diyelim ve bayramı da islâma yakışır şekilde Peygamberimizi (s.a.v.) örnek alarak eda etmeğe çalışalım. Bayramlar birlik ve beraberlik içerisinde Milletçe kutlanılırsa daha güzel olur: Başka ülkelere uyarak kutlama büyük din alimlerince de pek makbul sayılmamıştır. Bir kısım vatandaşların bir gün önce, bir kısmının bir gün sonra kutlaması toplumu böldüğü için karşı çıkılmaktadır. Zaten en büyük noksanımız islâm Devletlerinin temsilcilerinin bir araya gelerek “Rüyet-i hilâl”i tesbit etmelerinden doğmaktadır. Bu konuda anlaşma sağlanabilse, her konuda anlaşmanın başlangıcı olur. Hıristiyan dünyasını islâma tepeden bakışları da mutlaka değişir. Bayram o zaman gerçek bayramlardan olur. Bayramlarda küskünler barışmalı, ihtilâflar çözülmeli, şeytana ait içimizde ne varsa ezilmeli ki, bayramlar güzel olsun. Çocukların bugüne sakladıkları sevinçleri doruğuna ulaşırcasına yerine getirilmeli, onlara bu imkân mümkün olduğunca verilmelidir. Büyüklerin yarına umutla bakmaları ne kadar önemliyse, çocukların bakmaları daha önemlidir. Çünkü, onların önlerinde büyük ihtimalle uzun bir gelecek vardır. Bu bakımdan çocukların umutlu, sevinçli olmaları daha büyük önem arz’etmektedir. Masûm yıllarımızda bize alınan bir ayakkabıyı, bir pantlonu koynumuza alıp yatmak, ertesi gün erkenden elimize tutuşturulan 5-10 kuruşla bunları giyinip sokağa çıkmak ne doyulmaz bir sevinçti. Asgari bir varlıkla azami bir sevinci yaşamak esas olan varlıktı. ışte bayram bu ve bugün bütün çocukların olmalı. Kimse-yardımlarla da olsa- bu asgari varlıktan geri kalmamalı. Ramazanda hiç kimse yetişemediyse bile böylesi hanelere devlet eli uzanabilmeli, bir gecikme ile de olsa üç-dört günlük bayram içerisinde bu sevinç telâfi edilebilmelidir. Bayramın bütün islâm âlemine ve Ülkemize hayırlı, başarılı sevinç günleri getirmesini diliyoruz. Dünyanın barışa kavuşması; Afganistanlı, Filistinli, Kıbrıslı kardeşlerimizin diğer ülkeler gibi, bayram günlerini kutlamaları temennimizdir. Bu ülkelerin de artık buruk bayramları bitmeli, ebedi sürecek sevinç günleri olmalıdır. Onlar da en az bizler kadar bu hakka sahip bulunmalıdırlar. O zaman bayramlar daha iyi bayramlar olmaz mı? Bunu onlara lâyık görmeyenler; engel üstüne engel koyanlar utansınlar. Bu yolda verilmeyen haklarını almak için yaptıkları mücadelede onlara ayrıca başarılar dileriz.