Köşe Yazısı

BUSH’UN ŞAİRLİĞİ DE VARMIŞ

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör

ınsanlığı nefret ettiren yalan-dolan politikaları ile Irak’a savaş açan, ısrail’in insanlık dışı politika ve savaş hezeyanlarına cevaz veren bir numaralı Yahudi destekçisi, çocuk katili Bush’un bir tutulur yanı olduğunu bir dostumuz bize hatırlattı. Ne’ymiş efendim? Bush’un şairliği de varmış..

Devlet Adamları’nın görevleri yanında şiirle uğraşanları da çoktur. Osmanlı da birçok şair padişah, sadrazam, vezir görmek mümkündür. Cumhuriyet döneminde de azımsanmayacak sayıda şair Bakan ve Milletvekilimiz olmuştur. Milletvekilimiz Sayın M. Atilla Maraş’ın hazırladığı “şair Milletvekillerimiz” isimli eser TBMM Başkanlığınca yayınlanmıştır. Buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduğundan günümüze kadar yaşamış şair Milletvekillerini tanımak mümkündür.

Bizde olduğu gibi diğer devletlerin de şair Bakanları, Başkanları, Milletvekilleri vardır. Bizimkilerin ve onların edebi değerleri tabii ki ayrıca araştırılmağa değer.

Biz burada dostumuzun hatırlattığı Bush’un şairliğine birazcık değinelim. ABD Başkanı George W.Bush bizim selâmetler ve sihhat dilediğimiz eski başbakanlardan Sn. Bülent Ecevit gibi şiir yazmayı seviyormuş. 2003 yılı Ekim ayında eşi Laura 5 günlük bir Avrupa seyahatine çıkınca özlem duyguları kabarmış ve First Lady Laura’ya bir şiir döktürmüş. şöyle:

Sevgili Laura

Güller kırmızı

Menekşeler mavi

Ah naçiz bedenim yumağını özledi

Kediler ve köpekler de özledi seni

Barney hala çok kızgın düşürdüğün için

Hırsından ayakkabını yedi

Güller daha kırmızı

Bense hüzünlüyüm

O çekici Fransız(*) seni öptüğü için

Bu uzaklık sevgilim duvar gibi

Serüven istersen bir daha,

uçak gemisine atla..

(*) Fransa Devlet Başkanı Chirac

Evet, şiir tema olarak romantik bir hasret şiiri. Bush’la beraber kediler ve köpekler de Laura’yı özlüyor… Bu onların kültüründe doğal bir şey… Barney adlı köpek hırsından özlediği kişinin ayakkabısını yiyor.. Fransa Cumhurbaşkanı Chirac Laura’nın elini öptüğü için Bush’un kıskançlık duyguları(!) kabarıyor ve uçak gemisine atla gel diyor, zira uzaklık duvar gibi imiş…

şiirin Laura’ya takdiminden sonra kadıncağız çok beğenmiş olacak ki, bunu birkaç yerde okumuş ve böylece dünyaya yayılmış.

Bush’un şiirini bana getiren dostumla okuyup biribirimize bakıştık. şiir demek için epeyce zorlandık. “Ama gene de iyi” diye düşündük. Zira, bunda masumların öldürülmesi, Irak’ın Bağdat’ın harabeye dönüşmesi, kimyasal gazlar, misket bombaları yoktu. Yahudilerle dayanışma yer almıyordu. Anlıyorduk ki, Bush’un da nihayet Laura’yı özleyebilen bir kalbi(!) varmış…

Tabii dostumuzla birlikte seviniyor ve “Keşke Bush hep şiir yazsa, politikayı bıraksa da hem kendini, hem dünyayı rahat bıraksa” diyoruz. Ama bir yandan da “Acaba şahin Dışişleri Bakanı onu rahat bırakır mı?” diye tereddüt ediyoruz.

şiirine tahammül mümkün de, terörüne, diktatörlüğüne, zalimliğine tahammül kabil değil. Dünyanın başına bulunmaz bir belâ işte…

459 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir