İbrahim Halil Okuyan
31 Temmuz 2006
Tepe dediğin “Göbekli” olmalı. ıçinde 13500 yıllık bir tarihi barındırmalı, dünyanın ilk tapınağını bulundurmalı. Topografik münhanilerinde ilk Peygamber Adem aleyhisselâm babamızı ve Havva anamızı çağrıştırmalı, onların Cennetten kovuluş ve Allah’ın aff’ı ve merhametiyle tekrar Cennete kavuşma macerasını yani günahı ve sevabı ile hayatı gözler önüne sermeli… Urfa’da böyle bir tepe var. Adı-sanı ile meşhur “Göbeklitepe”.. Arkeolojik kazılar başladığından beri yerel, ulusal ve global alanda adından çok söz ediliyor. Edilmesi de lâzım. Göbeklitepe bugünlerde Valiliğimizin teşebbüsü ile posta pullarında da yer aldı. Böylece ünü bütün dünyaya daha rahat yayılmış olacak. Filâtelistlerin albümlerinde (pul kolleksiyonları) yer alınca Urfa’mızın dünyanın en eski şehirlerinden birisi olduğu anlaşılacak, tarih ve efsane karışımı güzellikler ortaya çıkacak. ılimiz “ınanç Turizmi”nde bir mesafe daha almış olacak. Filâteli kültürü (posta pullarını inceleme, posta pulları üzerine bilgi edinme) Urfa’mıza milyonlarca trajlı bir gazete veya kitap faydası sağlayacak. Yani bunun turizm’e büyük katkıları olacak… Göbeklitepe arkeolojik kazıları henüz bu safhada iken bu kadar ilgi çekerse, kazılar bittikten sonraki bulgular ve yayınlar kimbilir ne büyük kazanımlar getirir… Turist “Göbeklitepe”yi görmek için Urfa’ya gelince tabii yalnız bunu görmekle yetinmeyecek şehrin diğer bölgelerini de gezecek, yeni görüş ve düşünüşlerle Memleketine dönmüş olacaktır. Bu görüş ve düşünüşlerin müsbet anlamda olmasına çalışmalı, bütün hemşehrilerimiz kendilerini bu anlamda görevli kabul etmelidirler. ılk önce “Göbeklitepe”deki kazıların salimen devam edip neticeye varılması için kazı ekibinin emniyeti ve rahat çalışması için her türlü kolaylığı sağlamalıyız. Malın götürülmesine veya çalışmanın aksatılmasına meydan vermemeliyiz. Urfa’nın turizm’de öne çıkmış bölgelerine özenle yeniden bakmalı, tuvalet ihtiyacından yemek ve yatak gereksinimlerine kadar herşey düşünülmeli bunların peyderpey tamamlanmasına çalışılmalıdır. Yöneticiler kadar, belki daha fazlasıyla esnafımıza, hemşehrilerimize de iş düşmektedir. Turistlere, kendi kazancımız için iyi muameleyi eksik etmemeli; misafirseverliğimizi göstermeliyiz. Bizden memnun ayrılan turist “yediveren” bereketi gibi zaman içerisinde başkalarını da arkasına katıp getirecek veya onları bize doğru yönlendirecektir. Turizmden geçimini sağlayan Memleketler bu inceliklere özen gösterdikleri için ilerlemişlerdir. Turisti aldatanlar, bir yerine beş misli fiat uygulayanlar kendileri zarar etmişler ve bu yolda yaya kalmışlardır. Belediyemizin ve Valiliğimizin bu alanda yaptığı çalışmalar Urfamızda hamle niteliğindedir. Bu çalışmalara biz de esnaf olarak veya sade vatandaş olarak ayak uyduralım, hiçbir konuda geri kalmıyalım. Bu arada özellikle zikr’etmeliyim. Esnafımız birçok turistik bölgenin tersine olmak üzere işyerlerini geç açıp erken kapatmaktadırlar. Sonra da “ış yok” deyip şikâyetçi oluyorlar. Hele yarından itibaren dükkânlarınızı erken açıp geç kapattmağa başlayın. ışin ve bereketin nasıl arttığını göreceksiniz. Erken kalkan’ın aldandığı görülmüş müdür?…