İbrahim Halil Okuyan
14 Temmuz 2006
ABD, Almanya, Türkiye… Bu üç ülkenin adı çeşitli vesilelerle bir araya gelmiş ve konusuna göre hiç de yadırganmamıştır. Ama alkol tüketiminde birinci, ikinci, üçüncü olarak yanyana gelince Türkiye doğrusu yadırganan ve nazarımızda “Kınanan Ülke” olarak bu üçlünün arasına giriyor ve doğrusu üzülüyoruz. Hem toplum olarak, hem din olarak; “Bunların arasında ne işimiz var?..” diye soruyoruz.
Her gün Türkiye coğrafyasını ve Televizyon ekranlarını karartan trafik kazalarının yüzde 61 i alkol yüzünden. Yıllık bilânço rakamları Cihan harplerindeki kayıplara denk. Yazık değil mi Türkiye’ye, yazık değil mi insanlarımıza…
Tabii alkol alanların, yani sarhoşların kerameti yalnız trafik kazaları yapmakla bitmiyor. Tecavüzlerin yüzde 80 i, cinayetlerin yüzde 85’i, yangınların yüzde 16 sı alkollü içki içme sonucunun eseri.
Ayrıca alkol, delirmelerin yüzde 40-50 oranında sebebi. Alkol yüzünden ölen, sakat kalan, sağlıksız yaşayan , maddi ve manevi varlığını yitiren, yuvaları yıkılan insanların sayısı sayılamıyacak kadar çok. Başka hiçbirşey zarar verişte bu kadar etkin değil.
şüphesiz kayd’ettiklerimizi yalnız Yeşilay istatistikleri değil, âlem biliyor. Ama tedbir almağa gelince veya içenleri caydırma eyleminde pek de tesirli olunamıyor. Öyle bir âfet ki bedeni ve özellikle aklı sarmakta mahir. Onun için insan tam azm’etmeyince kurtulamıyor.
Tarihte, devletlerin yasaklama icaraatları da pek netice vermemiş. Bizde Padişah IV. Murat devrinde, ABD’de bir dönemde çıkarılan yasak kararları etkili olamamış.
Bugün bütün dünyada bilinen 4 bin zararlı maddesiyle meşhur olan sigara ile mücadelede çok şükür belli bir mesafe alınmış, herşeye rağmen dünya genelinde sigara içenlerin sayısı azalmıştır. Mücadele sürdüğü sürece inşallah daha da azalacaktır.
şimdi sigara mücadelesinden alınan olumlu sonuçlar, bunun alkole uygulanmasını da akla getiriyor. Alkolün her alandaki kötü sonuçlarını gören bir kısım toplum bilimciler; “Madem bu yasaklamalarla olmuyor, öyle ise sigara içenlerle olduğu gibi alkol alanlarla da ikna edici, zararlarını öne çıkarıcı, eğitimsel bir mücadele başlatalım..” diyorlar. Haksız da değiller. Umarız bundan da faydalı sonuçlar elde edilir. ıkna olanlar vazgeçerler. Bu da toplum için bir kazanç olur.
Ama bazı gereksiz saplantılarla bunda da alkole hoşgörü ile bakanlar lâik, karşı olanlara antilâk, gerici ölçüleri ile bakılır, içenleri caydırma, ikna etme yerine biribirimizle uğraşırsak “kaş yapayım derken göz çıkarmış” oluruz ve peşinen alkol mücadelesini kayb’ederiz.
Halbuki; yapıcı, bütün toplumu kapsayan nitelikli bir Proje ile böyle bir mücadele başlatılırsa; insanlar bunu benimseyecek, Devletimiz ve Milletimiz her bakımdan kârlı çıkacaktır.