İbrahim Halil Okuyan
14 Haziran 2006
Bazan bile bile olumsuz bir işe veya ölüme davetiye çıkarılıp, sonra da “Devlet yeterli tedbirleri almıyor” diye feryad-ü figan eylemek bize mahsus bir garabet.. 28 Mayıs Pazar günü 16 kişilik bir aile; çoluğu, çocuğu, anası, babasıyla bir tekneye doluşup Çatak Mevkiinde Baraj gezisine çıkıyorlar. Bu tekneye binerken “Bu tekne bizi taşıyacak kapasitede mi, bir devrilme olursa kurtulabilir miyiz?..” diye düşünen olmuyor. Kaptan da her halde müşteriyi kaçırmamak için “Birşey olmaz..” diyor. Anlatılanlar böyle. Serin suların üzerinde bir-iki tur attıktan sonra, ne oluyorsa birşey oluyor ve tekne alabora.. 16 kişi suyun içinde ve yüzme bilen yok… Yakında bulunan bir balıkçı teknesinin imdada koşması ile 15 kişi sudan çıkarılıyor, yalnız 9 yaşlarında bir kız çocuğu kayb’oluyor. Bütün aramalara rağmen çocuk bulunamayınca Emniyet Müdürlüğü “Su altı arama ve kurtarma polislerinden” iki memurunu görevlendiriyor. Bu iki fedakâr memur 9 yaşındaki çocukla ilgili aramaya katılmış, ancak deniz ve göllerdeki insanların başına gelen “Vurgun yeme” faciası bu genç polislerimizin de başına gelmiş ve hastanelik olmuşlardır. Urfa ve çevre illerde bu derdin çaresi bulunamayınca uçakla Ankara’ya gönderilmişler, orada tedavi edilmeğe çalışılmışlardır. Hayatlarını nasıl bir seyir takip edeceği şu anda belirsizdir. Devlet işin başından itibaren Valisi ile, Emniyet Müdürü ile suya dökülen aile ile de, kayb’olan çocuk ile de haliyle polis memurları ile de ilgilenmiş, icraatta bir kusur bırakmamıştır. Gerek bu olayda ve gerekse, kanallardaki yüzme ve boğulma olayları ile de Devlet tabiiki ilgileniyor. Ama bütün ikaz ve ihtimamlara rağmen Vatandaş yine ufak bir tekneye 15-20 kişi ile doluyorsa, veya buz gibi kanallara girip kulaç atıyorsa, boğuluyorsa; bu acı olaylar karşısında acılı sahipleri de nedense “devlet ilgilenmiyor” diyebiliyorlarsa, bu ne derecede doğrudur ve ne derecede vicdani bir söylemdir?.. Sen alabildiğine yanlışlıkların pençesine bırak kendini.. Aksi şeyler zuhur edince de “Devlet bizimle ilgilenmiyor..” diye söz söyle, olur mu? Devlete de, polisine, askerine de yazık değil mi? Bunların gücünü ve kuvvetini gereksiz şeylerde tüketmek doğru mu? Emniyet güçleri, itfaiye bize her zaman lâzım. Gerektiği zaman bunları bulabiliyorsak devletimize güvenimiz artmıyor mu? Halbuki biz olur-olmaz davranışlarla onları zaafa uğratıyor, söylemlerimizle farkına olmadan yıpratıyoruz. Sonra da hiçbir şey yapmamış gibi hizmet bekliyoruz. Ne ilâhi bir tecellidir ki, başımız dara düşünce yine onlar hiçbir şey olmamış gibi imdadımıza koşuyorlar, bize yardımcı olmağa çalışıyorlar. “Devlet bizimle ilgilenmiyor..” demeği biraz daha düşünerek ve insafı elden bırakmadan söylemek galiba daha iyi olacak.. Bizim için gayret gösterip çırpınanları üzmemiş oluruz hiç olmazsa.. Çünkü biz daima onların himmetine muhtacız.