İbrahim Halil Okuyan
22 Mart 2006
Bankaların 1.turda bol keseden dağıttığı ve her isteyenin gelir durumunu kat kat aşan ölçüde sarfiyatlar yaptığı “Kredi Kartı” uygulamasından birçok banka ve kart sahibi binlerce insan zararlı çıktı. ıntiharlar, kart borcunu ödeme bahanesiyle yapılan “Kapkaç” rezaleti toplumu sarsan kötü aktiviteler haline geldi. Konu Türkiye Büyük Millet Meclisine de intikal ederek borçların yeni faizlerinin durdurulması, eski faizlerin biraz daha yumuşatılarak 18 taksitte ödenmesi gibi kararlar alındı. Amaç, bankaların fazla zarara girmemesi, vatandaşın borçlarını ödeyebilecek şekilde şartlanması, müessif olayların tekrar yaşanmaması idi. “Bir musibet kırk nasihatten iyidir” diye bir güzel atasözümüz var ama “Kredi kartı” yüzünden kötü duruma düşmüş bankalarımız ve bir kısım vatandaşlarımız hiç bu olaylar yaşanmamış gibi yine aynı tempoda kart tanzimine ve “Kredi kartı” sahiplenmesine devam ediyorlar. Bilhassa bu konuda yara almış insanlar ve bankaların aynı şekilde icraatlarına devam etmeleri, toplumumuzun ne hale geldiğini göstermesi bakımından hayli düşündürücüdür. Bu da tabir caizse kumar alışkanlığı gibi habis bir hastalık haline gelmiş.. Yine bankalardan kaldırımlara taşan “Kredi kartı” tanzim eden görevliler.. Yine bunlara yanaşıp bu kart’a sahip olmak isteyen, maddi durumunun belirsizliği sabit olan vatandaşlar. “Al gülüm ve gülüm..” rahatlığı içerisinde 2.tur’a devam ediyorlar. Aslına bakılırsa “Kredi kartı” savurganlığının 1.turu herkese bir ders olmalı, bu konudaki hevesler biraz zayıflamalı idi. Ne yazık ki, acı akibetlerden bir ders alınmamış, yine “Kredi kartı” sahiplenmeleri cazibesini kayb’etmemiştir. “Alan memnun, satan memnunsa” bize, “Hayırlı olsun” demekten başka ne düşer:.. Ama “Kazın ayağı öyle değil…” 1.Turda mağdur olan bir milyon vatandaşımızın çektiklerinden, intiharların, kapkaçların toplumu yaralamalarından, TBMM’nin düzenlemelerinden birazcık ibretler alınmalı, bilinçsiz kartçıların ayıklanması gayesiyle kartların her iki taraf için de ucuz şey olmadığı intibasını uyandırmak için en azından talipler bankalarda karşılanmalı, bu iş yine eskisi gibi kaldırımlarda pazarlanmamalı idi. Bir kısım vatandaşlarımız “ışin sonu nereye varır..” düşüncesinden uzak verilen imkânlara hızla koşuyorlar ve frensiz harcamalar yapıyorlar. Toplumun yaşadığı acı olaylar umarız bir daha tekerrür etmez.