İbrahim Halil Okuyan
3 Kasım 2018
Mart 2019’ta yerel seçimler var.
Bu sebeple; Belediyecilikte başarılı olmuş, örnek olarak alabileceğimiz,
Efsane başkanlara biraz yakından bakalım.
Önce Kayserinin efsane başkanı; Osman KAVUNCU
Daha sonra sınıf arkadaşım Nevzat Aşcıgilin kayınpederi;
Konya’nın efsane başkanı Ahmet Hilmi NALÇACI
Türk Belediyeciliğinin Yıldız İsmi Kayseri’nin Efsane Adamı
Bir çelimsiz, cüssesiz, doğuştan hasta adam …
Ömründe kırk kiloyu hiçbir zaman aşmamış …
Yemez içmez, uyumaz da …
Karanlık, uzun geceler ona aydınlık …
İki saatçik kendinden geçtiği zaman bütün yorgunluğunu sırtından atar,
Sonra, düşün, oku çalış…
Bir cüssesiz, doğuştan Hasta Adam…
Ama, Adam…
Kafasında Akıl var, dirayet var, Düşünce var…
O daracık göğsünde Yürek var.
O kafa ile yürek ve o kollar Kayseri’nin altını üstüne getirdi.
Asfalt caddeler,
Meydanlar,
Çarşılar,
Apartmanlar,
Blok evler,
Kooperatifler,
Fabrikalar,
Tek başına çalıştığı tezgâhtan müşterek atölyelerde imalata geçen sanatkârlar, Elektrik ve şimdi her evin musluğundan akan Su…
Bugünkü Kayseri’ye modern şehir haysiyetini veren ne varsa hepsi onun kafasının, Onun gayretinin, onun çalışmasının ve Orta Anadolu’da şahsı ile temsil ettiği bütün Türkiye’ye yaygın bir kalkınma hamlesinin eseri…
Onurlu, tarafsız, halktan yana.
Osman Kavuncu’yu kaybedeli ‘50’ yıl olmuş ama;
Yalnız kendisi hakkında yazılan
Kitaplarda, ansiklopedi maddelerinde,
Kongre zabıtlarında, yapılan derlemelerde değil;
Kayseri’nin her yanında adını taşıyan
Cadde, bulvar, park, geçit ve sanayi sitesinde değil;
Kadirşinas, Hak bilir Kayserililerin;
Hatta tüm Türkiye’nin; hepimizin yüreğinde yaşıyor Osman Kavuncu.
Ve yarım asır öncesinden Osman Kavuncu;
Bize atalarımızdan miras kalan “etik + ekolojik + ergonomik + estetik + ekonomik” yerel yönetim anlayışının ve uygulamasının ışığı ile yol gösteriyor; öncülük ediyor.
Yıllar, on yıllar, hatta yarım asır geçiyor;
Osman Kavuncu unutulmuyor; unutulmayacak.
Osman Kavuncu kimdir?
Kayseri Lisesi’nden sonra,
İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’ndan mezun oldu.
Okulu bitirdikten hemen sonra
Kayseri Uçak Fabrikası’na Muhasebe Şefi olarak girdi.
Burada, fabrikanın muhasebe işleri ile birlikte memlekette olup bitenlerin de muhasebesini yapıyor, şahidi olduğu ya da duyduğu haksızlıklar karşısında elinden bir şey gelmediği için kendini yiyip bitiriyordu.
İşte böyle ulvi duygular içinde, kısa süre önce başladığı Uçak Fabrikası’ndaki görevinden istifa ederek, siyasi ‘Doğruyol’ gazetesini çıkarmaya başlamıştır’.
Osman Kavuncu:
‘Az Konuşan; Çok Düşünen Tipik Kayserilidir,
Kayseri’nin saygın bir ailesinin evladıdır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarının çocuğudur.
Memlekette olup bitenlerin değerlendirmesini yapan;
Şahidi olduğu ya da duyduğu haksızlıklara isyan eden bir kişiliği vardır.
Ve haksızlıklara karşı sadece düşünerek değil,
Bilinçli eylemle karşı çıkmanın zorunluluğuna inandığı için;
Görevinden istifa ederek ‘Doğruyol Gazetesi’ni çıkarmaya başlamış;
Böylece Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Alemde bir hak vardır ve
Hak her türlü kuvvetin üstündedir” deyişine ve
Büyük şair, büyük insan Mehmet Akif’in;
“Çiğnerim çiğnenirim, Hakkı tutar kaldırırım”, öğretisine bağlı kalmıştır.
Taşına toprağına hayran olduğu Kayseri’yi ruhuna iyice sindiren ve
Tipik bir Kayserili olan Osman Kavuncu,
Haşin ve inatçı olmasına rağmen,
Hiçbir zaman kibirli değildi.
Ama gurur, şahsiyet, inanç ve zevk sahibi bir insan olarak yaşadı.
Kavuncu Kayseri’ye aşıktı.
Çok Seviyordu Kayseri’yi.
Dağını seviyor, bağını seviyor hemşerilerini seviyordu.
Tüm bu birikimleri Kavuncu’yu “Türk Belediyeciliği’ nin Yıldız İsmi” olmaya; ‘Kayseri’nin Efsane Adamı’ olmaya götürecektir.
Bu birikim temelinde 9 Eylül 1950 tarihinde yapılan yerel seçimlerde o zaman ki seçim sistemine göre meclis üyeleri Kavuncu’yu Kayseri Belediye Başkanı olarak seçiyorlar ve Kavuncu göreve başlıyor.
Kavuncu zekâsı, ihtiyatı, dürüstlüğü ve tedbiri sayesinde kısa zamanda öyle bir teveccüh kazandı ki, yukarı kademelerde ve maiyetinde bulunan arkadaşları ile bütün halk kendisine müzahir olmada adeta yardım ve hizmet yarışına çıktı.
Meselelerin sebeplerini, neticelerini; dertlerin izalesinde tutulması gerekli müessir çare ve yolu bulmadaki feraset ve keskin zekâsı, onu her başladığı işte kısa zamanda başarılı kıldı.
Halk aklının gözünde bulunduğunu, onun görmeden kolay kolay inanmadığını bilen Kavuncu başladığı bütün işlerde halk psikolojisini de daima göz önünde tutmayı bildi.
Hiçbir işi, kesin olarak halledip, sağlama bağlamadıkça,
O iş hakkında peşin beyanda ve teminatta bulunmadı ve
Hakkında beslenen güvene en ufak bir gedik açılmamasına çok dikkat etti.
Kavuncu Başkanlığa başladığında,
Belediyenin o zaman sadece 1 milyon lira olan Bütçesini
Bir yıl sonra 14 milyon liraya çıkararak,
Kayseri’nin Ortaçağ manzarasından kurtulması için büyük hamlelere girişti.
Kavuncu kimsenin düşünemediği, fakat meydana çıkarılınca herkese kolay gibi gelen birçok meseleleri, kısa sürede hallediyor ve büyük eserler vücuda getiriyordu.
Ele aldığı istimlak ve imar faaliyetleri ile, Kayseri’nin hüviyetini değiştirmiş ve bütün Türkiye’de örnek bir belde haline gelmesini sağlamıştır.
Bir taraftan evleri istimlak edilen fakir vatandaşlara “halk tipi ucuz meskenler” inşa ettirirken, bir taraftan da özel teşebbüse geniş çapta yardımcı olarak, dev müesseselerin kurulmasına ön ayak olmuştur
İş bunlarla da bitmiyor, Devletin de Kayseri’ye geniş çapta yatırım yapması için yetkililerle temaslar yapıyor, gerekirse heyetler gönderiyordu.
Bu yatırımlar arasında, bugün 570 bin ton pancar işleyerek
yılda 80 bin ton şeker üreten Kayseri Şeker Fabrikası ve çeşitli kuruluşlara ait Şube ve Bölge Müdürlüklerinin birbiri ardından hizmete girmesi yer alıyordu.
Su… Su… Su…
Kavuncu’nun Kayseri’ye yaptığı hizmet ve kazandırdığı eserlerin başında, Hiç şüphe yoktur ki ‘Su’ meselesi gelmektedir.
700 yıl önce Selçuklular tarafından yapılan ‘Avgun’larla şehre getirilen içme suyunu, davet ettiği mütehassıslar vasıtasıyla tevsi ederek, ‘Gavur Harmanları’ denilen mevkiindeki membaları tesis etmiştir.
Burada ayrıca büyük depolar inşa ederek ve anayollara döşediği geniş çapta borularla kentin su ihtiyacını karşılamıştır.
şehrin günden güne genişlemesi ve bilhassa sanayinin gelişmesi karşısında, mevcut şebekenin ihtiyaca cevap veremeyeceğini dikkate alan Belediye Başkanı Osman Kavuncu, Bünyan Santralı’nın tevsii ve takviyesi için Sızır Suyundan istifadeyi düşünmüş ve 1954’te Sızır Hidroelektrik Santralı’nın sözleşme ve projesini yaptırtmıştır.
Sızır Santralı, 7 yıllık bir çalışma ile 70 milyon liraya mal olmuş ve 1961’de, devrin Vali ve Belediye Başkanı Sayın Sedat Tolga tarafından hizmete açılmıştır.
Yıllık istihsal kapasitesi 35 milyon Kilovatsaat olan ve 66 bin Voltluk enerji nakil hattı ile iletilen Sızır Santralı’ndan, Kayseri ile birlikte Gemerek, Şarkışla, Çayıralan, Çandır ve civarındaki diğer köyler de yararlanmaktadır.
Türk sanayii ve endüstrisinin inkişafında önemli rol oynayan Kayseri’nin de, enerji ihtiyacı bugün artık münferit durumdan çıkmış ve Türkiye enerji politikası içinde mütalaa edilmeye başlanmıştır.
Bu itibarla da: Kayseri’ye, 1965’ten beri Hirfanlı Barajı’ndan 16 KVA.’lık bir transformatör ve enterkonnekte (birleşik sistem) ile enerji sağlanmaktadır.
Mevcut tesisler, ihtiyaca göre her zaman tevsi edilebilecek tarzda ele alınmıştır.
Görüleceği gibi, bir ülkenin kalkınmasında başlıca unsur olan Su, Yol ve Elektrik meselesine Kavuncu son derece önem vermiş ve bu hizmetlerin gerçekleşmesini titizlikle takip etmiştir.
Modern şehirciliğin icaplarına uygun olarak giriştiği imar faaliyetleri esnasında, plan gereğince evleri istimlak edilen fakir vatandaşların evsiz-barksız kalmamaları, başlarını sokacak yeni binalar sahip olmaları, En başta gelen kaygıları arasında idi.
Bu maksatla ilk olarak Sahabiye Mahallesi’nde, çeşitli büyüklük ve tiplerde Ucuz Evler inşa ettirmiş ve mali durumları itibariyle kategorilere ayırdığı vatandaşlara, kura ile tevzi ederek onların mağduriyetini önlemiştir.
Ayrıca, yine ucuz ve sembolik fiyatlarla arsa vererek Kooperatifçiliği teşvik etmiş, Toplu Mesken inşasının gelişmesine yol açmıştır.
Yapılan tespit ve açıklamalara göre, Türkiye’deki kooperatifler kanalıyla inşa edilen Sosyal Meskenler için, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yapılan kredi yardımlarının “Aslan Payı” nı haklı olarak Kayseri almıştır.
Kavuncu, dernekler ve şahıslar vasıtasıyla yaptırılacak ilk ve orta okullarla liselere çok az fiyatlarla arsa vermiş, Kanunla ve Devletin yardımıyla kurulan “Kimsesiz ve Korunmaya Muhtaç Çocukları Yetirme Yurtları” için de gerekli arsaları, bu kurumlara ücretsiz olarak tahsis etmiştir.
Fakir-Fukaraya, düşkünlere ve acz içinde bulunanlara yardım etmek, hayırların en büyüğüdür.
Fakat hissettirmeden yardım etmek, yardım edilenin kalbini zedelemeden, vekarını incitmeden yardım etmek, cidden güç bir şeydir.
Osman Kavuncu, sosyal davanın ve insani vecibelerin bu en ince ve en başta gelen noktasını liyakatle kavramış, bunu kendi zayıf, fakat kudretli bünyesinde eriterek, adeta bir şefkat terkibi yapmıştır.
Bu insani vecibelerin bir icabı olarak, mahalle mahalle ekipler kurmuş,
Fakir vatandaşlara kışın ücretsiz odun-kömür, Ramazan’da yağ-un-şeker gibi yakacak ve yiyecek maddeleri dağıtmıştır.
Kavuncu’ya göre, bir şehrin medeni seviyesi, halkının ölülerine ve mezarlarına gösterdiği itina ve saygı ile ölçülür.
Bu itibarla:
“Dünyada mekan, ahrette iman” sözündeki inceliği ruhuna iyice sindiren Kavuncu, vatandaşların birer ev sahibi olabilmesi için sarfettiği gayreti, onların ahret hazırlığı için de göstermiş ve bugün en güzel park yerinden daha renkli ve dinlendirici bir tarzda tanzim olunan “Şehir Mezarlığı’nı vücuda getirmiştir.
Bir taraftan “Sanayi Bölgesi” gibi, endüstrinin gelişmesi için büyük yatırımlara girişirken, bir taraftan da gençliğin sosyal ve kültürel alanlardaki ihtiyaçlarına cevap verecek tesisler vücuda getiriyordu.
Bunların en önemlilerinden birisi, ”Şehir Stadyumu” için
Sivas Caddesi üzerindeki geniş alanı istimlaki ve Beden Terbiyesine tahsisidir.
At Yarışları’ndan Kayakçılığa kadar sporun hemen her dalına karşı özel bir merakı vardı ve bu sporların gelişmesi yolunda Belediyece gerekli teşebbüs ve yatırımları sağlamayı ihmal etmiyordu.
Türk Tarihine, kültür ve sanat eserlerine karşı büyük bir hayranlık ve saygı duyduğunu belirttiğimiz Osman Kavuncu, eski eserlerin korunması ve onarılmasına, etraflarının açılarak tanzim edilmesine son derece önem vermiş, eski Türk mimarisinin ve medeniyetinin gözleri ve gönülleri doyuran muhteşem eserlerini yeniden ihya etmiştir.
Bilindiği gibi Umumi Hıfzısıhha ve Belediyeler kanunu, nüfusu on binden fazla olan şehir ve kasabalardaki hayvan ahırlarının şehir dışına çıkarılmasına amirdir.
Şehrin pislik ve kokudan temizlenmesi, dolayısıyla da halkın sağlığı yönünden büyük önem taşıyan bu hususun halli için, Kavuncu zamanında besicilik ve tarımla uğraşan hayvan sahiplerine Belediyece, Erkilet ve Argıncık yolları üzerinde gösterilen alanlarda, modern tipteki Yeni Çandır ve Yeni Pervane köyleri teşekkül ettirilmiştir.
Mevzuata göre, Ziraat Bankası ancak köylerdeki hayvan sahiplerine kredi verdiği içindir ki, yeni teşekkül eden bu mahallelere ‘köy’ ismi verilerek, ahırlarını şehir dışına nakleden vatandaşlara ayrıca 20 yıl süre ile yeteri kadar kredi de sağlanmıştır.
O’nun, bütün bu başarıları sağlamasındaki en büyük sır ve meziyetlerinden biri, bir şeyi yapmadan önce yetkililerle istişare ederek, iyice düşünüp taşınması ve ondan sonra işe koyulmasıydı.
Nitekim, bugün ‘Seyyid Burhaneddin Bulvarı’ olarak anılan Talas Caddesi’nin planı üzerinde çalışırken, ilgili komisyon üyelerinden bir kısmı, yolun tam ortasında kalan ‘Alaca Kümbet’in yıktırılmasında ısrar ediyordu.
Kavuncu, önce tarihi eserlerin yıkımında mevzuat yönünden bağlayıcı hükümler olup olmadığını araştırırken, bir taraftan da Şehircilik Profesörü ve Vakıflar Başmüşaviri Prof.Ali Saim Ülgen’i Kayseri’ye davet etmiştir.
Prof.Ülgen, bir toplantıda görüşlerini açıklarken, parmağındaki pırlanta yüzüğü çıkarıp göstererek: Plana bakılırsa, şu yüzük gibi altından bir yol yapmaktasınız. Fakat, yıkmayı düşündüğünüz Kümbet, bu yol üzerinde, şu yüzükteki taş gibidir. Hem tarihi bir eserin korunması, hem de yolun estetiği bakımından bu kümbeti muhafaza etmek mecburiyetindesiniz, demiştir.
Böylece bir mütehassısın görüşlerine uyan Osman Kavuncu, Yoğunburcun kuzeybatısında ve Talas Caddesi’nin ortasındaki kümbeti, nadide bir yüzük taşı gibi korumuştur.
Kayseri Sanayi Bölgesi
Kayseri Sanayii’nin gelişmesi ve iş adamlarının mülk sahibi olarak sabit tesisler kurabilmesi maksadıyla; ileriyi görüşün, büyük bir cesaret ve dirayetin eseri olarak meydana getirilen ‘Kayseri Sanayi Bölgesi’ Osman Kavuncu isminin ebedileşmesine başlı başına yetecek bir değer ve özellik taşımaktadır.
Başlangıçta birçok sanayi erbabı ve esnafın, o zaman şehrin dışında ilgi görmeyeceği ve dolayısıyla ‘sanayinin öleceği’ yolundaki itiraz ve direnmelerine rağmen, Kavuncu çok ucuz şekilde inşa edilen dükkanlara sanayicilerin taşınmasını mecbur kılmış ve onlara hükümetten kredi temini için elinden gelen gayreti göstermiştir’.
‘Yakınlarından biri Kavuncu’ya: – Niye evlenmiyorsun? diye sormuştu.
Kavuncu: ‘İşte Belediye ile evlendik ya!’ diyerek, bütün gündüz ve gecesini Belediyede halka hizmet için geçirdiğini ifade etmek istemişti.’
1950-1957 yılları arasında; Kayseri Belediye Başkanlığı’nı yapan Osman Kavuncu; 27 Ekim 1957 Genel Seçimlerinde Kayseri Milletvekili seçiliyor.
Kavuncu’nun 1957-1966 yıllarını kapsayan yaşamı hem büyük başarılarla hem de büyük acılarla dolu bir yaşamdır.
“48” yıllık kısa bir ömür;
‘7’ yıllık kısacık Belediye Başkanlığı görevi.
O zaman şimdi yeniden soralım; Kayseri ve Kayserililer Osman Kavuncu’ya, Osman Kavuncu Kayseri ve Kayserililere layık değil midir?
Ve Osman Kavuncu gibi evlatları olan Kayserililer ‘Övünmek gibi olmasın; ama; Kayseriliyiz’ demekte haklı değil midirler?
Mehmet Özhaseki, Rahmetli Osman Kavuncu’yu ‘TÜRK BELEDİYECİLİĞİ’NİN YILDIZ İSMİ’ diye tanımlayarak şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Osman Kavuncu, yalnız Kayseri’nin değil,
Türk Belediyeciliğinin önde gelen isimlerinden birisidir.
O’nun 1950 yılında başlayan belediye başkanlığı,
Kayseri’nin planlı, düzenli ve geniş bulvarlı yapısının da başlangıcı olmuştur.
Günümüz Kayseri’sinin planlı yapısında, herkesi imrendiren geniş bulvarlarında, O’nun zamanında yaptığı imar planlarının katkısı büyüktür.
Bunun yanında Eski Sanayi Bölgesi’ni yaptırarak ilk siteleşmeye imza atmış, altyapı ve kanalizasyon konusunda da önemli hizmetler ortaya koymuştur.
Osman Kavuncu, yaptıklarından çok ileriye dönük projeleri ve geniş ufku sayesinde ortaya koyduğu vizyonu ile Kayseri’nin önünü açan belediye başkanı olmuştur.
Bu özelliği sayesinde de yalnızca Kayseri’de değil ülkemizde de
‘Türk Belediyeciliği’nin Yıldız İsmi’ olarak kabul görmüştür.
O’nun zamanında yapmış olduğu planlar, bugün bizim sorunsuz bir şehir olmamız yolunda attığımız adımlara kaynak teşkil etmiş, biz diğer şehirlere oranla çok da sorunsuz bir şehrin üzerine yenilerini ekleme imkanı bulmuşuzdur.
Bu vesile ile değerli Belediye Başkanımız Osman Kavuncu’yu bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum”.
Osman Kavuncu’yu e-Belediye anlayış ve uygulamasının gerçek öncülerinden biri olarak sevgiyle, özlemle, rahmetle anıyoruz.
Hahta ne başkanlar varmış.
Saygılarımla..
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
3.Kasım.2018 ŞANLIURFA