Köşe Yazısı

Urfa Sinemaları (4)

Fuat Rastgeldi

Fuat Rastgeldi

Tüm Yazıları Gör

Yazlık İnci
Sineması:

Yazlık İnci
Sineması Asfalt yolda Atlas Sinemasının doğu bitişiğindeki arsada açıldı.
Kışlık İnci Sinemasını çalıştıran Fevzi Duygun tarafından işletildi. Pazar
günleri öğlen sonrası Saz kızları müzikli program yapardı. Müşterileri genellikle
Askerler ve gençlerden oluşurdu. Bir gece yarısı damda yatarken seslere
uyandım. Yazlık İnci Sineması yanıyordu. Alevleri yanında bulunan  Atlas Sinemasının duvarını yalayarak 10-15
metre yüksekliğe ulaşıyordu. Su Meydanındaki evimizin damından görülüyordu. Bu
Sinema yandıktan sonra İkinci Yazlık İnci Sineması Samsatkapı’da, Askeri
Mahfel’in arkasındaki arsada açıldı. 5-6 yıl sonra Sinema arsasına bina inşa
edildi. Yazlık İnci Sineması Mahmut Nedim Konağı önündeki boşluğa taşındı.
Kışlık İnci Sinemasıyla birlikte kapandı.

Yazlık Renk
Sineması

Bahçelievler’in
orta kısmında bulunan bir arsada inşa edildi. 1968-1973 yıllarında Atlas
Sineması sahipleri olan Taplamacılar tarafından işletildi. Sinema krizinden
sonra kapandı. Yerine Renk Apartmanı yapıldı. 

Bugün Urfa’da
Yazlık Sinema bulunmamaktadır.

Sinema perdeleri:

Kışlık ve yazlık sinemalarda beyaz perdelerin
çoğu duvar üzerine düzgün bir sıva ve kireç badanadan yapılırdı.
 

Sinema perdelerinin hemen önünde de sahne vardı.
Urfa’da tiyatro binası, kültür salonu olmadığından dolayı bu sahneler de
tiyatro, müsamere ve  konserler yapılırdı.
 

Sahneyi kapatan kalın kumaştan yapılan perdeler
vardı. Bu perdeler önceleri insan gücüyle açılır, kapanırdı. Sonra elektrik
motoruyla bu işlem yapıldı. Atlas Sinemasında güzel bir perde yapılmıştı, film
bu perde üzerinde başlar, perde yavaş yavaş açılır ve beyaz perde görülürdü.
 

Yazlık sinemaya Urfalı aileler çok giderdi.
Güzel film geldiğinde  loca biletleri iki-üç gün öncesinden alınırdı.
Localarda dört sandalye vardı. Kalabalık olunca bir-iki sandalye daha ilave
edilirdi.
  Sandalye ücreti ayrıca
alınırdı. 

Sinemalarda iki film birden oynatılırdı. Film
biri güzel, diğeri ise vasat olurdu. Her film arasında beş dakika ara
verilirdi. Bu arada salon içerisinde su, gazoz, çerez, simit satılırdı. Kışlık
sinemalarda pazar günü beş film birden oynatılırdı.  Sabah saat 9’da
başlar, akşama kadar sürerdi.  Gençler, çocuklar ve askerler bu günün
müşterileriydi.
 

Çarşamba ve Cumartesi gündüz matineleri yalnız
bayan ve öğrencilereydi. 

O günler öğlen sonrası okul yoktu.  O tarihlerde Cumartesi
günleri öğlene kadar Okul ve Devlet daireleri açıktı. Sinema salonlarını
bayanlar ve öğrenciler tıklım tıklım doldururdu.
 

Türk filmlerinin hepsi siyah-beyazdı. Türkiye’de
ilk defa Zeki Müren’in bir filminin son yarım saati renkli olarak çekilmişti.
Kışlık Türkmen Sinemasında oynatıldı.

O tarihlerde çevrilen filmlerin sonu dramla
biterdi. O  zamanın insanları daha yufka yürekli mi desek, daha insancıl
mı desek, sinemaya  sanki ağlamak için gelirlerdi.  Film boyunca
bayanların elinden mendil düşmezdi.
 



698 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

URFA SİNEMALARI (4)

Fuat Rastgeldi

Fuat Rastgeldi

Tüm Yazıları Gör

Sinema perdeleri:
Kışlık ve yazlık sinemalarda beyaz perdelerin çoğu duvar üzerine düzgün bir sıva ve kireç badanadan yapılırdı.
Sinema perdelerinin hemen önünde de sahne vardı. Urfa’da tiyatro binası, kültür salonu olmadığından dolayı bu sahneler de tiyatro, müsamere ve  konserler yapılırdı.
Sahneyi kapatan kalın kumaştan yapılan perdeler vardı. Bu perdeler önceleri insan gücüyle açılır, kapanırdı. Sonra elektrik motoruyla bu işlem yapıldı. Atlas Sinemasında güzel bir perde yapılmıştı, film bu perde üzerinde başlar, perde yavaş yavaş açılır ve beyaz perde görülürdü.
Yazlık sinemaya Urfalı aileler çok giderdi. Güzel film geldiğinde  loca biletleri iki-üç gün öncesinden alınırdı. Localarda dört sandalye vardı. Kalabalık olunca bir-iki sandalye daha ilave edilirdi.
Sinemalarda iki film birden oynatılırdı. Film biri güzel, diğeri ise vasat olurdu. Her film arasında beş dakika ara verilirdi. Bu arada salon içerisinde su, gazoz, çerez, simit satılırdı. Kışlık sinemalarda pazar günü beş film birden oynatılırdı.  Sabah saat 9’da başlar, akşama kadar sürerdi.  Gençler, çocuklar ve askerler bu günün müşterileriydi.
Çarşamba ve Cumartesi gündüz matineleri yalnız bayan ve öğrencilereydi. O günler öğlen sonrası okul yoktu.  O tarihlerde  (Cumartesi günleri öğlene kadar Okul ve Devlet daireleri açıktı.) Sinema salonlarını bayanlar ve öğrenciler tıklım tıklım doldururdu.
Türk filmlerinin hepsi siyah-beyazdı. Türkiye’de ilk defa Zeki Müren’in bir filminin son yarım saati renkli olarak çekilmişti. Kışlık Türkmen Sinemasında oynatıldı.
O tarihlerde çevrilen filmlerin sonu dramla biterdi. O  zamanın insanları daha yufka yürekli mi desek, daha insancıl mı desek, sinemaya  sanki ağlamak için gelirlerdi.  Film boyunca bayanların elinden mendil düşmezdi.
Tahtacı…
Her sinemanın bir tahtacısı vardı. Tahminen 150 cm. Yüksekliğinde, 125 cm. Eninde ince ve hafif ahşaptan yapılmış bir pano üzerine o gün oynatılan filmlerin afişleri yapıştırılırdı. Tahtacı denilen bir genç tahtayı arka kısmındaki sapından tutarak omuzuna alır, diğer elindeki boru ile mahalle, mahalle dolaşarak oynatılan filmin reklamını yapardı. Örneğin; “Bugün saat iki de İnci Sinemasında iki film birden.. Bülbül yuvası… Başrolde oynayanlar; Belgin Doruk, Göksel Arsoy… Aşk, macera, heyecan, entrika hepsi bu filmde..”. Ve ikinci filmin tanıtımı…
Güzergahları da On iki Eylül caddesinden başlar, Balıklıgöl’e gider, ya Büyükyol’dan döner veya Haşimiye, Sarayönü’nden döner, sinemaya  gelirlerdi. Ayrıca sinemanın önünde de afiş tahtası vardı. Orada da oynatılan filmin  afişleri asılırdı.
Sinema önünde film başlamasına yarım saat kala çığırtkanlar boru ile filmin reklâmını yapardı; “Koş vatandaş koş.. Başlıyooor, başlıyor… Koş vatandaş, kooş.. Iki film birden..” Ayrıca artisler ve filmin aşk, heyecan, macera gibi özellikleri sayılırdı..
Bizim gençlik kuşağımızda sinemalar en parlak devrini yaşıyordu. Bizler de sanki tiryaki olmuştuk. Haftada en az iki sinemaya gider, dört film izlerdik. Kışlık İnci, Atlas, Türkmen sinemalarına gelen kaliteli filmleri kaçırmazdık.  Tabi ki bizim bilgi ve kültürümüze bu filmlerin çok tesiri oldu.
Film oynatılırken sigara içmek serbestti ve çok sigara içilirdi. İkinci filmin sonunda dışarı çıktığımız zaman üstümüz-başımız sigara kokardı. Sinema salonlarında sigara içme yüzünden Urfa’da ve Türkiye’de bir çok sinema salonu yanmıştır.
Bir anekdot:
Urfa sinemalarını yazarken bir anekdotumu da eklemek istiyorum.
Galiba 1953-1954 yıllarıydı. Vatan İlkokulu’nda  okuyordum. Okulumuzun karşı tarafında İsmet İnönü İlkokulu açıldı. Bir gün sınıfımızı topluca İsmet İnönü İlkokulu’na götürdüler. Bir sınıf içerisine kara tahta önüne beyaz perde çekmişler, pencereleri ışık almayacak şekilde kapatmışlar, arka tarafta da küçük bir film gösterme makinesi koymuşlar. Öğretmen Şaban Özbek bize o sınıfta bir çizgi film oynatmıştı. O günü hiç unutmam.
Sinema devri kapandı…
Porno filmler gösterime girince ailelerin ayakları sinemalardan kesildi. Medeniyetin getirdiği yenilikler, Televizyon başta olmak üzere bilgisayar, CD, videolar filmleri evlere getirdi ve maliyeti ucuzlattı. Bu nedenle Urfa’da, Türkiye’de ve diğer ülkelerde sinema salonları bir bir kapandı. İnsanlarda sinema tiryakiliği kalmadı.
Bu gün açık olan salonlar da komadadır. Yakın bir zamanda onlar da kapanacak, sinema salonları tarih olacaktır.


Not: Gazetemizde dört gündür yayınlanan “URFA SİNEMALARI” hakkındaki yazımla ilave edilecek tarihi bilgi ve elinde belge olan okuyucularımdan istifade etmem için Hizmet gazetesine veya 0 532 552 06 07 nolu telefonumdan bana ulaşmalarını dilerim.

1.783 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir