Mehmet Göncü
2 Eylül 2016
Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi canlı yaşamın sürdürülebilmesi için bitkilere ve
orman florasına kesin olarak ihtiyaç vardır. Bunlar hayatın olmazsa
olmazlarıdır. Bu değerli varlıkların yaşam için gerekli olan faydaları saymakla
bitmez, hatta bitkilerin hücre yapıları da hemen hemen bizimle aynıdır.
Onların hücre
yapılarının duvar bizim ki ise hücre zarıdır. Bitkiler sabit oldukları için
böyledir. Yani aramızda hücre yapısı itibarı ile pek fark yok. Bitkilerin
beyinleri de vardır, bu beyinler zarar görmesin diye köklerinde olup toprağın
altında bulunmaktadır.
Ayrıca kendileri
ile pozitif ve negatif anlamda ilgilenenlerle manyetik alanlar oluşturarak
irtibat kurarlar. Bütün bunlar bilimsel olarak açıklanmış ve ispat edilmiştir.
Sevgili
okuyucularım, büyük ozan Yunus Emre, ”ELİF OKUDUK ÖTÜRÜ PAZAR EYLEDİK GÖTÜRÜ
YARATILANI HOŞ GÖR YARADANDAN ÖTÜRÜ” Demekle tüm canlı ve cansız varlıkları
sevmemizi yaradan dan ötürü kardeş saymamızı öğütlüyor.
Ben şahsi âcizanem
olarak ta tüm canlı ve cansızları sever sevmenin ötesinde de saygıda duyarım.
Bu nedenle evimizin bulunduğu binanın bahçesine Çam, Çınar, Okaliptüs ve Kaktüs
dahil bir çok ağaç diktim ve yetiştirdim. Balkonumda ve misafir odamda da otuza
yakın çeşitli çiçeklere ait saksı var. Ayrıca balkonda, yabani kuşlar olan
Kumrular, sığırcıklar ve kaya güvercinleri için her gün yem ziyafeti veririm.
Sularını da her gün tazelerim. Bahçede de sokak kedileri için büyük bir curun
su koymuşum.
Bütün içtenliğimle
söylüyorum bu güzel canlılar benim dostlarım ve yaşam sevincimdirler.
Değerli
okuyucularım, yazımın konu başlığına dönersek zaman zaman şehrimizin cadde ve
sokaklarında süs olsun diye bazı işyerleri saksılara fidan dikmişler bu
saksılardaki bitkilere bakan, su veren bazı duyarlı işyerleri olduğu gibi bazı
dükkân sahipleri ise ektikleri veya diktikleri bitkilerle bir daha hiç
ilgilenmeyip bu saksılardaki canlı bitkileri cansız sanıp hiçbir bakım yapıp ve
de su vermemişler.
Bazen bu saksıları
görüp altlarını temizliyor ve büfelerden aldığım su dolu plastik şişeleri
bitkilere veriyorum.
Doğrusunu
sorarsanız bu duruma içim kan ağlıyor ama, elimden de fazla bir şey gelmiyor.
Maden bakmayacaktın be kardeşim saksılara niye fidan diktin diye içimden
serzenişte bulunuyorum. keza; kaldırımdaki ağaçlara belediye kadar dükkan
sahiplerinin de sahip çıkması ve su vermesi gerekmez mi?
Bu kentte hepimiz
yaşıyoruz görevlilere yardımcı olmak ve çevre bilincine sahip duyarlı olmak
gerekmiyor mu?
Bu konuda bir
atasözü vardır. ”Abat kent süsünden belli olur’’
Dürüst ve şeffaf
bir toplumda engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.