Mehmet Göncü
13 Temmuz 2016
Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi yaşam olgusu içerisinde, hemen hemen tüm canlılar
arasında annelik duygusu hariç, çıkar ilişkisi ve çelişkisi vardır.
Bu doğal olgudan
soyutlanamayacağı için insan da bu kurala tabidir.
İşte bu nedenle;
hemen hemen bütün beşeri ve semavi inançların öğretilerinde, kişinin bireysel
çıkarlarının aksine toplumun genel menfaatleri önplana çıkarılmıştır.
Hal böyle iken,
insanoğlunun bilinen bilinen tarihini incelediğimizde, gerek bireyin ve gerekse
toplumların tüm davranışlarına menfaat ilişkisi ve çelişkisinin egemen olduğunu
görürüz.
Özetle; menfaat
birliğinde insanlar birbirleri ile dost, menfaat çelişkilerinde ise düşman
olabiliyorlar .
Bu nedenle
atalarımız, ‘Dostlarınla bir gün düşman,
düşmanlarınla da bir gün dost olabileceğini unutma’ sözünü boşuna
dememişlerdir.
Örneğin; Birinci
Dünya savaşının esas sebebi Avrupa ve Asya’nın bazı emperyalist ülkeleri, çok
zengin doğal kaynaklara sahip Osmanlı devletini parçalamak ve aralarında
paylaşmak için gizli bir menfaat anlaşması aşamasında iken, pastanın
dağıtımında ihtilafa, yani menfaat çelişkisine düştüler. Ve sonuçta da
birbirleri ile savaşmaya başlayıp düşman oldular.
Ne acı ki hiçbir
menfaatimiz yokken biz de bu savaşa girdik. Sonuç olarak Osmanlı devleti bu
harpte bir çok toprağını kaybetti ve insan zayiatı da büyük oldu.
İlimiz Urfa da
harpte çok şehit verdi ve düşman işgaline de maruz kaldı.
Neyse ki; inançları ve kahramanlıkları
sayesinde, birlik ve beraberlikle kendi kendini kurtardı.
Yüce Mevlam (cc)
bir daha güzel yurdumuzu ve Şanlıurfamızı düşman işgaline maruz bırakmasın.
Dürüst ve şeffaf
bir toplumda, engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın
sağlıcakla.