Ceylan Pala Karadağ
6 Ekim 2015
Kimi
zaman kendi isteğimizle veriyoruz biryerlere cep telefonu numaramızı ve kişisel
bilgilerimizi, kimi zaman da isteğimiz dışında izinsiz olarak bir yerlerden
ulaşıyorlar bu bilgilere. Kimi zaman ise dalgınlığımıza geliyor. Esas sorun da
en çok burada, yeni kime izin verip, kime izin vermediğimizi hatırlamadığımızda
karşımıza çıkıyor!
En
çok da alışveriş yaparken ve alışveriş yaptığımız mağazanın indirimli kart
avantajlarından ve indirim zamanlarından haberdar olmak istediğimizde veririz
cep telefonu numaralarımızı firmalara. Ancak sonra bir bakarız ki bizim daha
önce adından bile haberdar olmadığımız firmalar, şahıslar, gruplar vs bizim cep
telefonu numaramızı edinmiş hatta adımıza kadar öğrenmiş, ısrarla bilgilendirme
mesajı, e postası adı altında mesaj ya da arama bombardımanına tutuyor bizleri.
Filanca kampanyadan haberiniz var mı, yüzde elli + ikinci ürüne yüzde 20
vs.vs.vs…
İşte
bunun için bir süre önce yetkili resmi kurumlarca harekete geçildi ve olaya
kanuni bir boyut kazandırıldı. Artık tüketiciye istemediği hiçbir bilgilendirme
gelmesin diye. 1 Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe giren Elektronik Ticaretin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun, Ticari elektronik ileti gönderme şartını belli
usullere bağladı. Buna göre “Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak
önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Bu onay, yazılı olarak veya
her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilir. Kendisiyle iletişime
geçilmesi amacıyla alıcının iletişim bilgilerini vermesi hâlinde, temin edilen
mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik ticari
elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz.” Denildi. Basında büyük yankı
uyandıran bu düzenlemenin ardından 1 Mayıs sonrası izinsiz istenmeyen
elektronik iletilerin biteceği düşünülse de uygulama da halen pürüzler
yaşanıyor ve bu sorun özellikle çoğu tüketici açısından devam ediyor.
Ola
ki, bu kanuni düzenlemeye rağmen, halen, telefonunuza gelen bombardıman devam
ediyorsa ve siz de buna onay vermediyseniz, rıza gösterdiğinizi daha önce
bildirmediyseniz, bu sms leri gönderenlere karşı başvuru yapabileceğiniz bir
şikayet yolunuz bulunmaktadır.
· Belirtmek gerekir ki, bu şikayetler için
dilekçe yazmanıza veya Tüketici Hakem Heyeti/ Tüketici Mahkemesine başvurmanıza
gerek yok. İnternet üzerinden birkaç dakika içinde başvuru kaydınızı
yapabileceksiniz.
· Herkes kendi adına ( telefon kimin adına
kayıtlıysa) bu başvuruyu yapabilecektir.
· Gümrük ve Ticaret Bakanlığının
http://www.gtb.gov.tr/ adresine
internetten girmelisiniz.
· Daha sonra bu sitenin en altında yer alan
E-İŞLEMLER bölümünden E-ileti Şikayeti kısmını tıklayarak ve istenilen bilgileri
girerek şikayet işlemini gerçekleştirebilirsiniz. Şikayetinize ilişkin karşı
tarafın savunması alındıktan sonra hakkında idari para cezası verilip
verilmeyeceğine karar verilecektir.
Vatandaşlarımızdan,
“Bu istenmeyen SMS ler yüzünden tazminat alabilir miyim?” sorusu oldukça sık
geldiğinden burada bu konuyla da ilgili birkaç açıklama yapmak istiyorum.
Bilinmesi
gerekir ki bu istenmeyen bilgi akışlarının genel müeyyidesi şimdilik idari para
cezasıdır. Kanaatime göre, tazminat talep edilebilmesi için ortada öncelikle
onay verilmemiş, istenmeyen bir bilgi ( sms- eposta- arama) olmalı, bunun
haricinde bu istenmeyen sms vs nedeniyle kişisel haklarınız saldırıya uğramalı
veya ortada maddi bir zarar olmalı (illiyet bağı)ve bu zarar ciddi olmalıdır.
(Söz gelimi uykumdan uyandırıldım şeklinde bir iddianın tazminat açısından
dikkate alınmayacağı açıktır.) Saygılarımla…
Av.Ceylan PALA KARADAĞ