Mehmet Göncü
13 Mart 2014
Normal
0
21
false
false
false
MicrosoftInternetExplorer4
Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi hemen hemen her gün dünyamızda ve ülkemizde
meydana gelen şiddet olaylarının haberlerini yazılı ve görsel medya aracılığı
ile duyuyoruz.
Bu
şiddet olaylarını uygar insana yakışmayan ve suç sayılan ilkel davranışlar
olarak sayabiliriz.
Ayrıca
Evrensel hukukta da şiddet nereden gelirse gelsin, kime ve neye karşı işlenirse
işlensin cezai yaptırımı gerektiren bir suçtur.
Sevgili
okuyucularım, yazımın konu başlığında belirtmiştim; gerçekten her türlü şiddeti
önlemenin tek yolu çok boyutlu eğitimle öğrenimdir.
E..
peki çok boyutlu eğitim ve öğrenim nedir?
Cevap:
a. En başta aile eğitim ve öğrenimi
b. Çevre eğitim ve öğrenimi
c. Genel eğitim ve öğrenim
d. Özel eğitim ve öğrenim
e. Ruhsal eğitim
f. Fiziki beden sağlığı eğitimi
İşte
bu yukarıda bir kısmını sayabildiğim eğitim ve öğrenimi olan insan hiçbir
şekilde şiddet uygulamaz ve herhangi bir şiddette de maruz kalmaz.
Örneğin;
rahmetli babam hiçbir zaman bizim evde herhangi bir kimseye acı bir söz
söylemediği gibi; her zaman eşine ve çocuklarına karşı sevgi ve saygıyla
yaklaştığı için bizler de olgunluk ve evlilik yaşamımızda eşimize ve
çocuklarımıza karşılıklı sevgi ve saygıyla mukabelede bulunduk.
Keza;
İyi bir çevrede yetişen bir kimse yaşadığı ve gördüğü gibi düşünmeye başlar. Bu
durumda pozitif değerler üretir.
Öte
yandan; genel ve özel bir eğitim almış bir kişi evrensel hukuk kuralları
içerisinde olan insan haklarını ve diğer canlı ve cansızların hukukunu bilir ve
ona göre davranır. Yine iyi öğrenim görmüş kimseler erkeğin yaratılışındaki
göreviyle kadının rolünün, hayat ağacının bütünleştirici bir kaynağı olduğunu
bilirler ve bu bilgi ışığında toplumsal ahlak kurallarına göre, uygar bir
davranış sergileyerek eşlerin birbirlerine karşı sevgi ve saygı ölçüsü
içerisinde davranmalarını sağlarlar.
Ne
önde, ne arkada. Yan yana el ele hayat yolculuğuna devam ederler.
Beden
ve ruh sağlığı iyi bir eğitimle her zaman pozitif değerler kazanılır.
Özetle;
çok boyutlu eğitimin her türlü şiddeti önlemedeki önemi çok büyüktür ve bir
köşe yazısına sığacak kadar da az değildir.
Bu
manada; dini mübini İslam’ın kutsal kitabı Kuran-ı Kerim’de şöyle bir emir var:
“Bütün Müslümanların erkek ve
kadınlarına ilim farzdır. Ayrıca resulü ekreme gelen ilk ayet de oku emridir.”
Yüce
Peygamberimiz Hazreti Muhammed (SA) de;
“İlim Çin’de bile olsa gidiniz” hadisi ile ilimin, bilimin ne kadar önemli
olduğunu belirtiyor.
Keza;
Hazreti Ali (RA) de, “Bana bir harf
öğretenin kırk yıl kölesi olurum” demektedir.
Bu
konuda ciltler dolusu kitap yazmak mümkündür.
Son
olarak da ünlü düşünür Şair ve yazar Tevfik Fikret’in önemli bir veciz sözünü
hatırlayalım;
“Kız çocuklarını okutmayan
toplumlar, erkek çocuklarını bedbaht etmiş olurlar”
Kısaca
ilim tahsil etmek, güç elde etmek demektedir.
Güç ise, yaşam olgusu ve döngüsü içerisinde denge kurmayı sağlayan bir
olgudur ve hayatın bir ışığı ve yol göstericisidir.
Onun
için Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk de; “Hayatta en
hakiki mürşit ilimdir” demektedir.
Değerli
okuyucularım, bildiğiniz gibi geçen hafta 8 Mart Dünya Kadınlar günü kutlandı.
Bu
nedenle ben de en başta beni dünyaya getiren anneme rahmet diliyorum. Sonra bu
inişli-yokuşlu hayat yolculuğunda, yarım asırdan beri bana yoldaş olan
çocuklarımın vefakâr-cefakâr sevgili annesi, eşimin ve canım kadar sevdiğim
kızım Necmiye’nin, ayrıca bana yeni hayat tomurcukları olan torunlarım Saime ve
Aylin’i dünyaya getirerek armağan eden gelinimin, kız kardeşlerimin ve tüm
Dünya kadınlarının 8 Mart gününü en içten duygularla kutluyorum.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan engin gönüllü
dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.