Konuk Yazar
16 Şubat 2014
Yerel seçim havasına girme açısından seçim süreci çoktan başladı sayılır. Ancak yaşadığımız gibi bu seçimler sadece yereli ifade etmiyor, adeta bir bütün olarak genel seçim havasındayız. Biz burada seçimleri siyasal açıdan değil, kültürel boyutunu merkeze alıp bir değerlendirme yapacağız.
Şehir ve kültür ilişkisini ve bunun şehirdeki birey açısından ne kadar önem taşıdığını söylemeye gerek yok dense de biz altını çizerek binlerce defa bunu tekrar etmenin yararlı olduğunu inananlardanız. Çünkü şehirde yaşamının temel anlamı, birey olarak kültürle ilişkinin mümkün olduğunca yüksek düzeyde kurulmasıdır. Bunu başarabildiğimiz takdirde reel anlamda bireyin şehirli olmasından ve niteliğinin artmasından bahsedebiliriz.
Bu durumda başkan adaylarından, kazandıkları takdirde kültürle ilgili düşüncelerinin ve projelerinin olduğunu bilmenin en doğal seçmen hakkı olduğuna inanıyoruz. Bu konuda hem birey, hem de kültürle ilgili sivil toplum kuruluşları olarak aktif, yani talepkar olmamız gerekiyor. Biliyoruz ki, genel olarak seçim vaatlerinde başkan adayları kültürel konularda çok gerilerde kalıyorlar. Bunun birinci sorumlusu adaylar değil, talep etmeyen bizleriz. Seçmenler bu konulara ne kadar önem verirlerse başkan adayları da o derece önemserler. Bu düşünce teorik bir doğru değilse de reel bir doğrudur. Bu yüzden adaylardan kültür konusundaki düşüncelerini ve vaatlerini ısrarlı bir şekilde talep etmeliyiz.
Şehir ve kültür kavramları birbirine çok yakışır. Bu konuda özellikle kültür alanında çalışan STK’lar bir baskı unsuru olmak zorundadır. Bu tür bir baskıdan kimseye zarar görmez, aksine herkes kârlı çıkar.
Bu alanda, hem mevcut ve yeniden aday olanların, hem de ilk defa aday gösterilenlerin kültürü siyasi gündem yapmalarını toplumsal yararımız için sağlamamız gerekir.
Tüm partilerin büyükşehir adayları kültürle ilgili projelerini ortaya koymalıdır.
Başkan adayları kültürel alandaki yaklaşımlarını ve projelerini diğer projeleri yanında garnitür olarak değil, bağımsız bir paket olarak açıklamalıdır. Kültür, şehirde seçmen açısından bir gelişme endeksi olarak kabul görüyorsa, şehri yönetmeye talip olanlar bu durumu dikkate almak zorundadır.
Şehrimiz kültürü önemseyen, bu konuda kafa yoran başkanlarla ve bununla birlikte kültürü talep eden vatandaşlarla daha yüksek ve nitelikli bir hayat standardına kavuşacak. Şehir kültürü mimariden estetiği, şehir turizmi ve etkilerinden kültür endüstrisine kadar geniş bir alanı ifade eder. Bu nedenlerle şehir yönetimlerinin kültürle iç içe olmasını istemek vatandaşlık görevimizdir.