Mehmet Göncü
19 Mart 2013
Kıymetli okuyucularım, bildiğiniz gibi dün Çanakkale Deniz Savaşlarının sonucunda kazandığımız şanlı zaferimizin 98. yıldönümünü kutladık. Ayrıca Çanakkale’nin zorla geçilemeyeceğini bütün dünyaya ispat ettik ancak bu savaş yine bildiğiniz gibi 25 Nisan 1915 tarihinde Çanakkale kara hareketleri ile devam etti.
Çok çeşitli alanlarda 1916 yılının 10 Ocak tarihine kadar devam eden bu kanlı savaşlar sonucunda, saldırgan emperyalist güçler kesin olarak yenilmiş ve geldikleri gibi de memleketlerine mağlup ve mahcup bir şekilde geri dönmüşlerdir.
Çanakkale savaşlarının Türk ve Dünya tarihinde önemi çok büyüktür. Dünya, siyasi haritasının değişimine de sebep olacak bu savaşlarda, Türk ordusu destanlar yaratacak kahramanlıklar göstermiştir.
Aziz vatanlarını saldırgan gözü dönmüş istilacılara karşı savunurken, şehit düşmüş bu fedâkar atalarımıza sonsuz minnet ve şükran borcumuz vardır. Nur içinde yatsınlar. Nitekim rahmetli annemin de iki amcası bu savaşta şehit düşmüş. Bu nedenle merhum validem her namazda tüm şehitlerimize ve amcalarına dua ederdi.
Gerçekten Urfa dahil vatanın dört bir yanındaki her aileden en az bir şehit verilerek birlik, beraberlik ve fedakârlık ruhu içinde kazanılan bu savaşların ayrıntılarını, yeni nesillerin şanlı tarihimizi bilmesi açısından okuyup öğrenmelerinde çok büyük faydaların sağlanacağına inanıyorum.
Bu manada yazımın konu başlığında belirttiğim 57. Alayın şanlı sancağı ile ilgili öğrendiğim bir gerçek beni çok duygulandırdı ve gururlandırdı. Sevinçten midir, hüzünden midir bilemiyorum bu olay beni çok heyecanlandırmış olacak ki, uzun bir müddet gözyaşlarımı tutamadım.
Bilindiği gibi Çanakkale savaşlarında 57. Alayımız diğer birliklerimiz gibi birçok kahramanlıklar göstermiştir. Bu şanlı alayın fertlerinin tümü şehitlik şerbetini içerek sancaklarını düşmana esir etmemişlerdir.
Nitekim; Avustralya Savaş Müzesinde bulunan bu sancağın kenarında şu ibareler yazılıdır. “Bu sancak esir alınamamıştır. Tüm mensupları öldükten sonra rüzgarla uçarak konduğu bir ağaç dalından alınmıştır”
Evet sevgili okuyucularım, beni duygulandıran bu olayda 57. Alayın tamamı şehit olmuş ve sancağı esir alınamamıştır. Bu şanlı sancağa sonsuz saygı ve selâmlar olsun. Dün Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları ile Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından 250 bin şehidimizin ruhlarına hatim okutuldu. Bu konuda Cenabı Allah (cc) emeği geçenlerden razı olsun.
Ayrıca 98 yıl önce meydana gelen bu savaşın tarafları her 25 nisanda bir araya gelip, Çanakkale’de ve Avustralya’da bir daha savaş olmasın diye barış çağrıları yaparak, anma törenleri düzenliyorlar. Gerçekten de iyi oluyor.
Bu manada ilimiz Urfa’da 1917 yılında Çanakkale dahil, 1. Dünya savaşında şehit düşmüş askerler için Mutasarrıf Nusret bey tarafından bir Abide yapılmıştır. Şu an bu tarihi eser her gün birçok kimse tarafından ziyaret edilmektedir.
Hiç kuşku yok ki; bütün insanlık aleminin en büyük temennisi ve ideali ise ulu önderimiz ATATÜRK’ün dediği gibi, “Yurtta barış, Dünyada barış” olmalıdır.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.