Remzi Mızrah
30 Kasım 2012
Orpheus… Ölümsüz müzisyen!
Ölüme gözyaşları döktüren adam!
Kapkara saçlarıyla maviden parçalar almış gözleriyle Eurydike,
Ah yaşamı kıskandıran ölümü kendine âşık eden kadın…
Orpheus öğretisi ve buna bağlı olarak gelişen Orpheusçuluk coğrafik olarak Urfa’dan uzakta, Trakya’da MÖ 4. yüzyıldan itibaren doğup gelişen ve halk arasında çok popüler olan bir inanç sistemi olmuştur. Mitolojik tanrısı Dionysos’tur.
Lirinin tatlı ezgileriyle canlıları doğayı bile etkisi altına alan mitolojik ozan Orpheus’un Urfa’yla ilgisi ne?
Aslında yapılan araştırmalar ve Orpheus hakkında yazılanlara baktığımızda yakından bir ilgi bulmak mümkün değil. Ama müziğin Urfa’da çok önemli olması ve 1956 yılında Ünlü Doğu bilimci J.B Segal’in Eyyubiye Mahallesinde bir mezar zemininde bulduğu, Orpheus’un lirini çalarken vahşi hayvanların kendisini çepeçevre sarıp dinlediği mozaik, Orpheus mitinin Urfa’da önemli bir yeri olduğunu gösteren bir kanıt olmuştur. Yine Urfa isminin Orpheus isminin bozulmasıyla oluştuğu şeklindeki düşüncede bu anlamda değerlendirilebilir.
Orfeus inancı bir takım gizemli güçler ve ölüm sonrası ile ilgili, ruhun varlığını ve ölümsüzlüğünü kabul eden metafizik bir öğretidir.
Plastik sanatlarda Orpheusu konu edinen yontu, rölyef, fresk ve mozaik tekniğinde yapılmış bir çok eser mevcuttur. Orpheus konulu ve tamamı zemin mozaiği olan eserlerin sayısı 84 tür. M.S’ sonra ikinci yüzyıldan başlayıp dördüncü yüzyılda yoğunlaşan bu mozaiklerin en geç tarihli örneği, altıncı yüzyılda yapılmış ve Kudüs’de bulunmuş bir mezarın zemin mozağidir. Ülkemizde sekiz adet Orpheus sahneli zemin mozaiği çeşitli müzelerde bulunmaktadır. Bunlardan ikisinin Urfa’da bulunması da Orpheus düşüncesinin Urfadaki etkisini göstermesi bakımından önemlidir.
Orpheus’un Urfayla ilgisi konusunda şimdilik bilinenler bunlar. Peki, Orpheus ve uğruna hayatını kaybettiği Eurydike’nin hikâyesi nedir?
Lirinin tatlı ezgileriyle doğayı bile denetimi altına alabilen mitolojik ozan Orpheus’un acıklı öyküsünün kaynağı Trakya’dır. Bir söylenceye göre Apollon’un, bir başka söylenceye göre Irmak Tanrısı Oiagrus’un oğlu olan Orpheus’un annesi Esin perisi Kalliope’dir
Orpheus lirinden öyle hoş sesler çıkarırmış ki, çalmaya başlayınca ağaçlar coşkuyla titrer, yırtıcı hayvanlar uysallaşır, kuşlar uçmaktan vazgeçip çevresinde toplanırmış. Orpheus’un lir’inden dökülen ezgiler, kayaları bile etkiler onları kendine itaat etmeye zorlarmış. Altın post peşindeki Argonaut’lar seferinde, Karadeniz’in yalçın ve oynak kayalarına söz geçirip, onları yerlerine bağlayan, Orpheus’un liri olmuştur.
Orpheus, bu seferden dönünce Thrakia (Trakya)ya yerleşir, kral olur. Burada eşsiz güzellikteki bir peri kızı Eurydike’ye tutulur, onunla evlenir. Günün birinde bir çobandan kaçarken, sık otlar arasındaki bir yılan Eurydike’yi sokar. Güzel peri ölür.
Karısını kaybetmenin acısıyla, lir’ini alır, Trakya Dağlarına çıkar. Çalar, söyler, dağı taşı inletir. Karısının hayali bir türlü gözünün önünden gitmez, acısı gün geçtikçe artar, dayanılmaz duruma gelir. “Ölüler Âlemi”ne inmeye karar verir. ınsanların yakarışlarına aldırmayan taş yüreklilerin bulunduğu bu karanlık dünyada, sevgili karısını bulacaktır.
“Ölüler Alemi”nin kapısına gelir, lir’ini çalmaya başlar. Yeraltında gün ışığı görmeden sürüklenen zayıf gölgeler ve hayaller Orpheus’un lirinin büyülü sesine doğru koşuşmaya başlarlar. Aralarında güzel Eurydike’nin ruhu da vardır. Cehennem bekçisi üç başlı Kerberos’un üç ağzı da açık kalmıştır. Sonunda Orpheus, Cehennem kralı Hades’in huzuruna çıkar. Lirini öylesine çalar ki, hiçbir yakarışa aldırmayan Cehennem tanrısı Hades’in bile yüreği yumuşar. Orpheus’a karısını alıp götürme izni verir. Ama bir koşulu vardır. Yeryüzüne çıkana dek, dönüp ardına bakmayacaktır. Orpheus razı olur. O önde, karısı ardında gün ışığına doğru yürümeye başlarlar. Tam yeryüzüne çıkacaklarken dayanamaz, dönüp karısına bakar. Eurydike bir anda yitiverir. Ardından koşup tutmak istese de ruhları cehennem deresi Styks’ten geçiren kayıkçı, onu bir daha kayığına almaz. Dayanılmaz acılarla kıvranan Orpheus, 7 ay yalçın kayalar üstünde lir çalar. Onun acısıyla tüm doğa inler.
Bir anlatıma göre, insanları müzikle kendilerinden geçirmesine kızan Bakkha’lar, bir başka anlatıma göre de karısının anısına bağlı kalıp kendileriyle ilgilenmemesine öfkelenen Trakyalı kadınlar, bir gece Orpheus’un üzerine çullanarak onu parçalarlar. Başka bir söylenceye göre ise Orpheus’u, insanlara müziğin kutsal gizlerini öğrettiği için Zeus, yıldırımıyla vurarak öldürmüştür.
İşte Mitolojik şarkıcı Orfeus ve Çok sevdiği eşi Eurydike’nin hikâyesi bu.