Deniz Güney
26 Haziran 2012
Şanlıurfa Vakfının ismini ilk kez 2004 yılında duymuştum. Merkezi Ankara’da olan bu vâkıfın Şanlıurfa’da da bir şubesi kurulmuştu. Belki de ben ismini duyduğum yıllarda yeni kurulmuştu. Bilemiyorum… Ancak Şanlıurfa’ya öyle çok da katkı sunduğuna hiçbir zaman inanmadım.
Birileri bir araya gelmiş ve bir etiket altında buluşmuşlardı diye düşündüm her zaman. Bendeki algıları buydu. Ancak olgu farklı olabilir. Lakin önemli olan yarattığınız algıdır.
Küçümsemek istemiyorum ama bu bana göre böyleydi. Ankara’da yaptıkları; sıra geceli, çiğ köfteli kokteyl hepsi bu.
Sürükleyici, akıllarda ve kamuoyunda iz bırakacak bir çalışmalarını, projelerini hiç hatırlamıyorum. Şanlıurfa Vakfı birçok etkinliğe ya da faaliyetlere de imza atılabilirdi elbette. En azından öncü olabilirdi.
Şanlıurfa’nın sıra gecesini ve çiğ köftesini Türkiye’de bilmeyen mi var Allah aşkına. Takılmışız sıra gecesi ile çiğ köftenin peşine. Keşke onun da hakkını verebilsek.
Şanlıurfa Vakfı’nda tabi yönetim değişikliği yaşandı. Bir zamanlar Sudan Devleti’nin Teknik Müşavirliğini de yapan ve en son genel seçimler de BDP’den milletvekilliği adaylarından biri olan Samet Atabay Şanlıurfa vakfının başına gelmişti. Başkan değişti ama Şanlıurfa Vakfında değişen bir şey olmadığı kanaatindeyim.
Şanlıurfa Vakfının, beyin fırtınası yapacağına, son zamanlarda iç çalkantılarıyla enerjisini kaybetmesi üzüntü verici.
Bu çalkantı nedendir? Niçindir? Bilen yok.
Bir bakıyorsunuz; Osman Güzelgöz yönetim kurulu üyeliğinden işinin yoğunluğundan dolayı istifa ettiğini açıklıyor. Öte yandan başka biri Şanlıurfa Vakfından kovulduğunu söylüyor. Belki Osman Güzelgöz de kovulacağını anladı ve erken davranıp istifa etti. Bilemiyoruz tabi.
Daha bir sürü isim yönetimden ayrıldı. Bu sarsıntılara anlam veren yok. Son günlerin moda ifadelerinden biriyle söylemek gerekirse; “Yoksa Şanlıurfa Vakfını birileri ele mi geçirmeye çalışıyor?”
Ya da Şanlıurfa Vakfı siyasi bir ete kemiğe mi bürünüyor?
Anlam veren yok. Ama Dr.Müslüm Sunay son zamanlarda açıklama üstüne açıklama yapıyor. Bir insana görev verildiği gibi görevden de alınabilir. Kaldı ki bir tek Müslüm Bey değil görevden alınan ya da istifasını veren. Neden onlardan bir ses gelmiyor da yalnızca Müslüm Bey kılıcını çekiyor ve açıklama üstüne açıklama yapıyor.
Onu da anlamış değilim.
Şanlıurfa Vakfı’nın şuan ki genel başkanı Samet Atabay, bir süre önce yaptığı açıklamada, görevden alma gerekçesi olarak, ‘Şube çalışmaları esnasında yasal prosüdürlerin uygulanması noktasında sıkıntılar yaşanmıştır” şeklinde muğlak ifadeler kullanmıştı.
Ne diyelim, inşallah bu tartışmalar, spekülasyonlar bir an önce son bulur. Çünkü uzadıkça bundan Şanlıurfa zarar görüyor.