Deniz Güney
15 Haziran 2012
Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde oturup Türkiye’nin dört bir yanında yüz binlerce kişiyi cep telefonundan dolandırmak nasıl bir iştir anlamış değilim. Bunun tamamını Akçakale’ye mal etmek elbette doğru değil ama Akçakale Adliyesinde 6 Cumhuriyet Savcısı 12 bin kişiye bu suçtan dolayı dava açmış.
Düşüne biliyor musunuz bir ilçe nüfusu kadar insan davalık.
Çete üyeleri kendilerini Savcı, Polis, Jandarma veya İstihbarat elemanı olarak tanıtıyor. Aradıkları şahsa telsiz sesi eşliğinde “Telefonun PKK tarafından kullanılmış” veya “Senin bu hattan Jandarma Alay Komutanının eşi aranarak rahatsız ediliyor.” şeklinde korku pompalanıyor. Telsiz sesini duyan saf vatandaşlar bundan kurtulmanın yolunu ararken, karşısındaki sesin dolandırıcı olduğunu düşünemiyor. Dolandırıcıların aradıkları ve düşürdükleri kurbanlar arasında Hakim, Savcı, Polis Müdürü, Komutan, Profesör, Gazeteci bile var. Dolandırdıkları parayla ev, arsa, lüks araba alanlar da var tatil beldelerinde kızlarla gününü gün eden de.
Tabi bu arada dolandırıcılar rollerini çok iyi oynadığı için mağdur vatandaşlar, gerçek polise inanmaları da zor oluyor. Mesela sahte savcı ve komiser olarak kendilerini tanıtan 4 kişi Tekirdağ’da emekli memur Mustafa Eşit’i arıyor. Bu vatandaşa Karaköprü’de hayali arsa satışı gerçekleştiriyor. Verdikleri hesap numarasına ilk taksitte 37 bin 200 lira yatırmasını sağlıyor. 60 yaşındaki Mustafa Eşit’i öyle bir ikna etmişler ki bu senaryoya bankacı oğlu bile inanıyor.
Aynı çetenin bir başka kurbanı ise Ankara’da ünlü bir ressam oluyor. Şebekenin bir elemanı korku baskı kurarken diğer elemanları kendilerini savcı ve polis olarak tanıtarak ressam Osman Işık’ı yönlendirerek hesabındaki 45 bin lirayı kendi hesaplarına aktarmalarını sağlıyor. Ressam ise kendisine baskı yapandan parasını kurtarıp polisin verdiği hesaba aktardığını zannediyor. Ancak gerçek polisler bankadaki hesap dalgalanmalarını fark edip operasyonu gerçekleştirince 26 yaşındaki genç ressam dolandırıldığını anlıyor. Şanlıurfa polisinin ulaştığı ve dolandırıldığını söylediği genç ressam yaşadıkları karşısında gözyaşını tutamıyor.
Tabi bu arada dolandırıcılar güvenlik güçlerini atlatmak için son zamanlarda ilginç yöntemler geliştirmeye başlamış. Dolandırıcılığı önlemek için polis bankalardaki hesap hareketliliğini takibe almış. Bankalarda sivil polisler yüksek miktardaki hesap hareketliliğinden dolancıların izine ulaşmış. Çete üyeleri bunun üzerine taktik değiştirmiş ve post makinelerinden para transferlerine başlamış.
İşin garip tarafı bu dolandırıcılar polise yakalandıklarında parayı geri iade ederek serbest kalabiliyor. Yada birkaç ay cezaevinde yatıp çıktıktan sonra yine aynı dolandırıcılığa kaldığı yerden devam ediyor. Bu konuda hiç şüphesiz yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Yoksa bunun önü yaklaşık 5 yıldır alınamıyor. Polis ne yapsın ama olan vatandaşa oluyor.
Dikkat edin bir gün sizi de bu dolandırıcılardan bir kaçı arayıp canınızı yakabilir.
Bizden söylemesi