Mehmet Göncü
29 Mart 2012
İlimiz sınırları içerisinde bulunan Tektek dağları kuzeyden güneye doğru uzanan kıvrımlı bir dağ silsilesidir. Güneyde Suriye sınırına kadar dayanan dağların büyük bir bölümünde ormanlar yıllar boyunca tahrip edilmiştir. Ancak şu an 28.500 dekarlık bir alanda menengiç ormanı korunabilmiştir. Bu alan 1962 yılından beri aşıyla fıstığa dönüştürülmeye çalışılmaktadır ve korunmaktadır.
Tektek dağlarının bitki örtüsü, çoğunluğu endemik (yalnız dünyada tek yetişen tür yeri) olan bir flora ve faunaya sahiptir. Buğdayın atasının da buradan dünyaya yayıldığını zira Büyük İskender’in de bu dağlarda yaşayan yabani atları ehlileştirmiş olduğunu bir yerde okumuştum. Bahar mevsiminde gidin gezin, kendinizi çeşitli çiçeklerin renk cümbüşü içinde görürsünüz.
Keza Bu dağların geçmişinde fauna da çok zengindir. Çok değil 50-60 yıl önce kekliklerin, ceylanların, tavşanların, oklu kirpilerin, şahinlerin, kartalların bolca bulunduğu bu alanlarda şimdi bu türler yok denecek kadar azalmıştır.
Ayrıca bu bölge kültür varlıkları bakımından da çok önemlidir. Tarihi Senem mağaraları, Hamzababa, Şuayip şehri, Soğmatar, Cimdin Kalesi, Kızların Kasrı, Karahisar ve Hanelbağrur gibi bir çok ören yeri ve Kervansaray antik özellikte mekânlardır.
Bu bağlamda demem o ki, ilkbaharın geldiği şu günlerde, henüz Tektek dağlarını ve o güzellikleri görmeyen Urfalı hemşerilerimiz varsa, gidip o güzellikleri görsünler ve biraz mutlu olup stres atsınlar.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…