İbrahim Halil Okuyan
4 Ocak 2011
ANALAR AĞLAMASIN”
28.6.2009 tarihli Hizmet Gazetesinde yazılan yazımı tekrar hatırlatmak ve bu konuda yeni şeyler söylemek istiyorum.
Mevsim kış ama yine yaz gelecek yine kanallarda boğulan İnsan cesetleri arayacağız yine Analar ağlayacak.
28.6.2009 tarihli yazım:
“Bu yazıya başlık akarken düşündüm,
Keşke rahmetli Nuri ağabey yaşasaydı da,
“Nuri Okutan’dan Nuri Okutan’a “diye başlık atsaydı,
Ne kadar anlamlı olurdu.
Sayın Valimizin daha çok dikkatini çekerdi belki o zaman.
Mekânın cennet olsun Nuri ağabey.
Eskiden,
Çok eskiden,
Şanlıurfa’da insanlar,
Yazın Halil-Ür Rahman Gölünde,
Ayn-ı Zeliha gölünde suya girerlerdi.
Hatta bu alanda birde Yüzme Havuzu vardı.
Şanlıurfalı denizi bilmezdi,
Tıpkı Karadenizlinin ovayı bilmemesi gibi.
Zaten doğru dürüst “İçme Suyu” bulamayan,
Köylerine YSE tankeriyle su temin edilebilen,
Kırsal alanlarda kurtlu sarnıç sularının mendile süzerek içildiği ve de hudutta askerlerimizin susuzluktan bitlendiği bir şehirde,
Havuzu hayal bile edemezdiniz o zamanlarda.
Ama sadece Balıklıgölle,
Çok eski yıllarda Şanlıurfalı rekortmen yüzücüler yetişmiş
Ve de Şanlıurfa “Su Topu” takımları önemli başarılar elde etmişlerdi.
“Devlet Su İşleri” ne girdiğim 1976 yılında Bahçelievler’deki lojmana (İnci Apartmanı) gelen su miktarı günlük 2 teneke idi.
Evde yemek yiyemezdik çünkü bulaşık için su bulamazdık.
Su yoktu,
Klima yoktu,
Paranız olsa klima alsanız dahi onu çalıştıracak elektrik şebekesi yoktu.
Televizyon herkeste yoktu,
TV Kanalları azdı,
Üstelik renksizdi olanlarda.
Ama bunları yazıyorum diye o zamanlar Mutlu olmadığımızı söylemiyorum.
Mutlu idi insanlar.
Ben DSİ de çalışıyordum bir vantilatör dahi alamamıştım, Çünkü pahalı idi.
Yazları erkenden damlarda yatılıyordu çare olarak.
Hayat gene de güzeldi.
Sonra DSİ Projeleri realize edildi
Ve “İçme ve Kullanma Suyu” sorunu kalmadı artık.
Artık Harran ovasına devasa kanallarla “Fırat’ın Suyu” akıtılıyordu.
Yazın sıcağında beton trapez kanallarda akan bu soğuk su, Gençleri bu tehlikeli sularda yüzmeye davet ediyordu,
Hava sıcaktı ve bu insanların tatil yerlerine gidecek imkânları da yoktu.
O yıllarda, sanırım şu anda Bursa Valisi olan Sayın Şahabettin Harput,Şanlıurfa’ya yeni Vali olmuştu.
Kendisi ile bir şekilde konuşmam olmuştu.
Sayın Valiye,
Şanlıurfa’ya o an yapılacak en büyük hizmetin onlarca yüzme havuzu açılması olacağını arz etmiştim.
Devlet Su İşleri tarafından sonraları,
1 adet tünel çıkış azgında havuz açıldı o kadar.
Kapalı spor salonu yanındaki yüzme havuzu da çalışır mı?
Hiç bilmiyorum.
Sadece artık bazı oteller de var küçük havuzlar olarak.
Sonra ne yapıldı?
Yüzme havuzu yapmak yerine,
Kanalda boğulan insanları çıkarmak için,
Emniyet Müdürlüğü “Balıkadam Timleri” kurdu.
Bu arada, Profesyonel oyunculardan oluşan Futbol kulüpleri için ne paralar harcadık her yıl.
Profesyonel spor kulüplerinin,
Gençleri spor yapmaya özendirme misyonu da yoktur.
Her şey türbin içindir.
Politikacıların bu konuda amacı türbinin oyunu ve desteğini almaktır.
Maçlara giderler lehlerine slogan attırırlar.
Ayağa kalkar türbinleri selamlar.
Spordan anlamayanlar yönetime girerler.
Bu insanları yönetimden çıkınca bir daha türbinlerde göremezsiniz (!).
Sırf bu sebeple milletvekili olanlar dahi vardır.
Kamu görevlileri de mecburen buna katılırlar.
Seyirci maça gider bağırır çağırır ve de maalesef küfür eder rahatlar, kavga eder rahatlar o kadar.
Gençlere yüzme konusunda bir şey yapmadık ama ölülerini de kanallarda bırakmadık.
Şimdi yeni Valimiz Sayın Nuri Okutan’ a konuyu arz ediyorum.
Bu konuyu çözelim ki artık,
“ANALAR AGLAMASIN”
Çözüm yolu nedir?
1-Şanlıurfa il merkezinde; Belediye ve Devlet Su İşleri birlikte çalışarak uygun yerlere yüzme havuzu yeri ayırmalıdırlar.
İmar planları buna uygun revize edilmelidir.
2-Yüzme Havuzu için ayrılan yerler; belli bir konsept dahilinde, amatör spor kulüplerince işletilmelidir.
3-Gençlik ve Spor Müdürlüğünde,çeşitli yaş gurupları için yüzme kursu açılmalıdır..
4-Yüzücülerin, kışında spora devam edebilmeleri için kapalı yüzme salonları açılmalıdır.
5-Amatör spor kulüplerine, su topu takımı kurmaları ve yüzücü yetiştirmeleri özendirilmeli ve sağlanmalıdır.
6-Amatör spor kulüpleri, bu konuda sponsorlar tarafından desteklenmelidir.
7-Amatör spor kulüpleri arasında yarışmalar tertiplenmeli ve ödülle yüzme sporu teşvik edilmelidir.
8-Kırsal alanda kanal ebatları küçülmekle beraber tehlike gene vardır.
Yerleşim yerlerinde, kanal yanında, basit yüzme havuzu yapılarak, sulama suyunu girdi cıktı olarak kullanarak, çocukların kanal yerine yüzme havuzlarına girmesi teşvik edilmelidir.
9-Şehir merkezlerindeki bu havuzlarla birlikte mümkünse voleybol, basketbol ve internet kafe vb yerlerde olabilir tabi yer müsaitse.
Daha şimdiden Şanlıurfa caddelerinde; sigara içmeyen, gençlik enerjisini yüzmeye veren, bronzlaşmış üçgen vücutlarıyla, kendine olan özgüveniyle dolaşan gençlerimizi ve kahvelerin olmadığı bir Şanlıurfa, hayal ediyorum.
Neden olmasın?
Şanlıurfa’ya Fırat’ı akıtan devletimiz bunu yapamaz mı?.
Netice olarak konu hakkında Sayın valimin dikkatini çekmek istiyorum.
Konu ilgili makamlarca bir bütün içinde büyük maliyetler yapılmadan çözülebilir.
Sloganlarımız artık:
” Çocuklar yüzme öğrensin, analar ağlamasın”.
“Haydi, gençler yüzmeye gidiyoruz”.
Olmalıdır
Bu yazımı,
Mersin’de,
Deniz kenarının da yazıyorum
Ve de Özür diliyorum bu imkânı olmayanlardan.
Ama azıcık daha sabredin diyorum,
Hz. Eyyüb’ün torunları az kaldı az kaldı.
Harran’a gelen su yüzme havuzlarınıza da gelir az kaldı.
Yeni Valimiz realize eder bu işi.
Sayın Valimizin, Şanlıurfa’mızın ihtiyacı olan vizyon (Geniş görüşlülük) sahibi bir Vali olduğu inancı ile başarı dileklerimle, saygılar sunarım.”
Yazı böyle bitiyor.
Bu konuda yeni bir şey yok.
DSİ kanallarının kenarına tabela asıyor,
”Kanala Girmek Tehlikeli ve Yasaktır”.
Neden? Yasal sorumluluk almamak için.
Olmaz arkadaşlar başka bir şey yapmak lazım.
Alternatif yaratmak lazım.
Bak sana havuz yaptım git orada serinle demek lazım.
Bunlar ovada kanal boyunca yapılabilir pahalıda olmaz.
Su bu havuzlara girer ve çıkar, hiç olmasa akıntı olmaz.
İnsanları yaşamla ölüm arasında ki bir sınırda zorlamamak lazım.
Bu yazıdan sonra da kaç genç daha kanalda boğuldu ve bundan sonrada kaç genç boğulacak bunu bilemiyorum.
“Açılım” furyasının çokça moda olduğu bu zamanda; Şanlıurfa’da;
”Havuz Açılımı” istiyorum ki,
“Gençlerimiz Boğulmasın” ve de “Analar Ağlamasın”.
Şanlıurfaspor’a, Özel İdare Bütçesinden;
1 trilyon verilmeli diyenlerde;
O parayla kaç Havuz yapılır, onu düşünsünler istiyorum.
Ayrıca, bu yazıyı önümüzdeki yıl tekrar yayınlama ihtiyacı olmasın istiyorum.
Saygılarımla
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
3.Ocak. 2011 Şanlıurfa