Remzi Mızrah
24 Aralık 2010
“Urfa savunma duvarlarıyla tahkim edilmiş önemli şehirlerden biridir. Urfa şehir surlarının inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber V. Yüzyılın başlarında mevcut olduğu kimi kaynaklara dayanılarak söylenmektedir. VI. Yy.da yaşayan tarihçi Procopius’un surlardan söz etmesi, yapının daha önceden var olduğunu kanıtlamaktadır.
Şehir surları çeşitli dönemlerde depremler sel baskınları ve savaşlardan dolayı büyük zarar görmüştür. Çeşitli dönemlerde onarımlarda geçiren Urfa şehir surlarından, Beykapısındaki Mahmutoğlu Kulesi ve Harrankapı, Bedendibi, Samsat Kapısı ve el-Ruha Oteli’nin hemen önünde bulunan ve birçok kimsenin ne olduğunu bile bilmediği yer yer duvar kalıntıları günümüze gelebilmiştir.
Sağlamlığıyla ünlü ve hakkında Selçuklu sultanı Alparslan’ın iran’a götürmek üzere surdan bir taş koparanı ödüllendireceği şeklinde bir rivayet bile anlatılan bu surlardan günümüze kalan tek burç olan Mahmutoğlu Kulesi sonunda kurtuluyor gibi. Belediye Başkanlığının girişimiyle, sur duvarlarımızın ayakta kalan tek yapısı olan bu yapıda Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mimari Restorasyon Bölümünden 20 kişilik bir grup tarafından rölöve çalışmalarına başlandı”
06.02.2008 tarihli “Son Kule” başlıklı yazıda Mahmutoğlu kulesiyle ilgili yukarıdaki satırları yazmışız. (Urfahizmet.com )
2010 yılının son günlerindeyiz Mahmutoğlu kulesi ile ilgili güzel çalışmalar yapıldı, bu arada kamulaştırması tamamlandı, projesi onaylandı, teknik çalışmaları bitti. 880 yıllık bu yapı artık gülümseyecek.
Urfa’nın kültürel mirasını ayağa kaldırılma çabası tüm Urfalılar gibi beni de çok sevindirdi. Bu tarihi mirasın Urfa turizmine de çok şeyler katacağına inanıyorum.
Bu arada bazı şeylere de dikkat çekmeden geçmek istemiyorum. Özellikle yeniden kazandırılacak fonksiyonun önemli olduğunu belirtmek isterim. Restorasyon aşamasından sonra yapı ne amaçla kullanılacak ben bu yapının belediye işlerinin görüldüğü bir birim olarak kullanılmasının çokta isabetli olmadığını düşünüyorum. Yani yapı restorasyondan sonra geniş insan kitlelerinin ve turist gruplarının görmekte zorlanacağı bir yer halinde olmamalı.
Arabizadeler evi çok güzel bir Urfa evi örneği olduğu halde yeterince insan tarafından bilinmemekte, geniş turist grupları bu mekanı çeşitli nedenlerden dolayı (hafta sonu ve bayramlarda kapalı olması mesai saatleri dışında açık olmaması vs.) ziyaret edememektedirler.
Yine turizm bölgesinin tam merkezinde yer alan Mevlevihane külliyesi de restore edilen ama sonrasında istenilen faydanın sağlanamadığı sürdürülebilirliği sağlanamayan yenileme çalışmalarından biri olmuştur. Bugün Mevlevihane külliyesinin önemli bir bölümünü teşkil eden tarihi kasaplar çarşısı atıl bir durumdadır
Mahmutoğlu kulesi, restorasyon aşamasından sonra insanların rahatça ziyaret edebileceği tatil ve bayramlardan dolayı görmekten mahrum olacağı bir fonksiyona kavuşturulmamalıdır. Bir lokal veya bir seyir tepesi gibi(çok yüksek olmasa da) kullanılabilir. Kısacası her zaman her vakit ziyaret edilebilir bir fonksiyona kavuşturulmalıdır.
Mahmutoğlu Kulesi’nin ardından Hemen hemen tamamı ortadan kalkmış olsa bile, yer yer duvar kalıntıları olarak kalmış sur kalıntılarının en azından kaldığı şekliyle korumaya alınmasının da çok önemli olduğunu ve belediyemizin onlara da sahip çıkacağına inanarak emeği geçen tüm insanlara eksik olmayın diyorum.