Halit Güllüoğlu
25 Haziran 2010
Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sayın Mehdi Eker nihayet birkaç gününü ayırdı Şanlıurfaya. Geçte olsa pamuk destekleme primi ödenecek. Bu bakımdan çiftçi güler yüzle karşıladı Bakanı.
Harran Ovası çiftçisi geleceğinden endişelidir. Bu güzelim Ovanın dünyada gelişmiş teknolojiye rağmen açık sulamayla heder edilmesine seyirci kaldık. Su gelsin de nasıl gelirse diyerek. Bu beklentinin getirisi ve götürüsüyle karşılaştırması halinde acı tablo hiç düşünen olmamıştır her halde.
Su nimettir,su hayattır buna şüphe mi var? Ancak su bazen hayatı malı alıp götürür. Asırlarca nice canları Fırat’ın alıp götürdüğü gibi.
Peki neden bu düşüncelerle meşgul ediyoruz hafızamızı?
Çünkü her şey kullanıldığında değerlendirilir.
Susuzluktan çatlayan toprak, ağzı kuruyan Harran insanı suyun gelişine “Zılgıtlar” çaldı. Bazılarımız “ane kalk zılgıt çal, Urfama su geldi” dedik.
Gerçekten de önemli bir tarım devrimi başlamıştı. Tüm vatandaşlar katıldılar bu sevince. Boşuna akan Fırat artık gemlenerek ayağımızın dibinde bereket saçacaktı.
Nitekim hayal gerçek olmuştu. Ancak bugünü ve yarını karşılaştırmadan sevincin ve üzüntünün anlamı anlaşılmayacaktı.. Bu açık sulama sistemini uygulayanları töhmet altında tutmak değil amacımız. Sadece Devlet yöneticilerinin iyi niyetli dahi olsalar , vatandaş için doğmuş veya doğacak sonuç önem arzeder. Geçmişin yanlışlarının telafisi bazen imkansızlaşırsa işte sorun da orda başlar. Bunca güzelim araziler kamulaştırıldı. Betonlar dökülüp servis yolları adı altında kanal ve kanaletler yapıldı da ne oldu!
Erozyon mu drenaj mı yoksa heba olan topraklar mı işe yaradı.
İleriye dönük hesap yapılmadığından ziyarete gelen Ülke temsilcilerinin yadırgamalarından kurtulamadığımızı nihayet anladık.
Alınan puanlar elbette ki Devletin ayıbı sayılarak
.Bundan dolayı Sayın Bakanımızın gayretlerini küçümsemiyoruz. Daima son aklımız iş işten geçtikten sonra yarar sağlar sanırız.
Bütün bu ahval içerisinde Güzelim Harran Ovası nasıl kurtulur diye çare aramanın zorluğu daima karşımıza dikilecektir.
Neyse ki bundan böyle Harran Ovası dışındaki sulama sistemi değişmeye başladı. Telafisi gayrı mümkün Harran Ovamızın haline sadece üzülmek düştü.Yağmurlama yahut başka modern sulama sistemleri için Ziraat Bankasının kredileri yetersizdir.
Bu işi sil baştan Harran Ovasında Devlet aşamalı olarak bizzat ele almalıdır.Yoksa drenajlarla,Suriyeye akıp giden sularımızla sadece küçülen çorak bir coğrafyayla yetinmek durumunda kalacağız. Sivil toplum kuruluşları, Sulama Birlikleri, Ziraat Odalarımız bütün bunları dile getirmelidir. O zaman geçmişin hataları telafi edilecektir. Harran Ovasının her yılında iki mahsulle yetinmeyip üçlü ürüne yönelecektir çiftçimiz.
Hoşça kalın.