Mehmet Göncü
14 Nisan 2010
Bildiğiniz gibi kentimizin en işlek caddesinde bulunan tarihi Kız Enstitüsü binası uzun yıllardan beri metruk bir haldedir.
Bu bina, sahipsiz ve korumasız olduğu için, yersiz ve yurtsuz kimselerin meskeni olmuş, bir seferinde de çatısı yanmıştır. Bu haliyle, görünüm itibari ile bu bina tabir caizse, pırıl pırıl temiz bir ağızda çürük bir diş gibi çirkin bir vaziyette kentin ortasında sırıtmaktadır.
Bildiğim kadarı ile bu metruk bina tarihi hatırasına binaen, Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescil edilmiştir.
Kamuya ait bu yapı, tarihi süreçte çeşitli kamu kuruluşlarına tahsis edilmiş ve son olarak da Milli Eğitim Müdürlüğü’ne verilmiştir.
Uzun yıllardan beri de binanın maliklik durumu bu kurumun uhdesindedir.
Ancak gelişen nüfus yoğunluğuna ve kentin trafik akışına göre, binanın tarihi yapısının aslına dokunulmadan burayı okul yapmak ekonomik olmadığı gibi; sosyal ve toplumsal olarak da istenilen ve eğitimde amaçlanan faydaları da sağlayamayacağı anlaşılmıştır.
İşte bu nedenle bu yer bu güne kadar atıl kalmıştır.
Nihayet Sayın Valimiz Nuri Okutan, konuya muttali olduğunda soruna hemen el atmış ve bir kamu kuruluşu olan Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün, “Binanın Koruma Kurulunun tescil ettiği şekilde aslına uygun olarak restore edilerek kullanma talebini uygun bularak, her türlü resmi prosedürün tamamlanması için tüm işlemleri başlatmış ve bitme aşamasına getirmiştir.
İnşallah çok yakın bir gelecekte de, bu binanın restore edilmiş halini görürüz.
Ben şahsen; bir çevre gönüllüsü olarak kentimizin bu çok önemli sorununa radikal bir çözüm getiren Sayın Valimiz Nuri Okutan’ı, bu konuda emeği geçenlerden Defterdarımız Sayın Rahmi Turan’ı, Vakıflar Bölge Müdürümüz Sayın Müslüm Tüysüz’ü ve Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Hanifi Şahin’i en içten duygularla kutlar, başarı dileklerimle teşekkürlerimi arz ederim.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla…