Deniz Güney
11 Ocak 2010
Hatırlasanıza, havaalanımızın açılması için ne kadar çok mücadele vermiştik. Yıllarca ödenek sıkıntısı çekmiştik. Peki, havaalanımız açıldı da ne oldu. Bence bu havaalanı hava aldı. Havadan bir yatırıma dönüştü. Aletli İletişim Sistemi (ILS) takıldı ancak devreye girmedi. Sisin yoğun olduğu bir bölgede olması pilotların gözünü kör etti, nefes alamayacak duruma getirdi. Kısacası ILS cihazının olmaması ve sis, havaalanımızı kullanan pilotların korkulu rüyasına dönüştü. Hani ürünlerimizi bu havaalanından dünyaya pazarlayacaktık. Hani GAP Havaalanı hem turizm de hem tarım da hem de sanayide bizi uçuracaktı. Yani tozu dumana katacaktık. Bence tozu dumana katamadık tozu dumanı yuttuk.
Bırakın ekonomimizi, sanayimizi, turizmimizi uçurmayı vatandaşlarımızı bile uçurmayı başaramadık. Yoğun sisli bir yerde konuşlandırılan havaalanımız da ILS cihazı olmadığı için umarız bir facia yaşanmadan önlem alınır. Herkes üzerine düşeni bir an önce yapar. Çünkü Şanlıurfa için hava yolunu kullanan vatandaşlarımız, turistlerimiz ölümle burun buruna geliyor. Düşüne biliyor musunuz? Son 1 haftada Şanlıurfa’ya sefer düzenleyen 21 uçaktan tam 12’si kötü hava koşulları nedeniyle ya hiç havalanmadı ya da GAP Havaalanına iniş yapamayarak çevre illere iniş yapmak zorunda kaldı. Anlayacağınız devletin trilyonları havada uçuşuyor. Peki, yetkililer ne yapıyor. Ulaştırma Bakanlığı’ndan tık yok. Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğünde ses yok. Şanlıurfa Valiliğinden bir açıklama yok Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odasında ise görüntü ve ses var sonuç yok.
Anlamıyorum… Anlamıyorum… Aklım almıyor… Yoksa Sayın Şanlıurfa valimiz bu havaalanını kullanmıyor mu? Sanayiciler iş adamları havaalanı yolunu kullanmıyor mu? Sivil Toplum Örgütlerimiz ne yapar ne eder? Isparta’da yaşanan uçak kazasında çok konuşulan ve tartışılan ILS cihazı değil miydi? Can pazarının yaşandığı gün halen hafızalarımızdan silinmedi. Ama birilerinin hafızalarında çoktan silinmiş olsa gerek. Düşüne biliyor musunuz? ILS cihazımız takıldığı günden beri testi yapılmadı. Efendim ILS cihazını test etmek için uçak bekleniyormuş. Aha buradan söylüyorum ecel beklemez. Tehlike geliyorum demez ama bizim havaalanına torpil geçip tehlike geliyorum diyor. Geldiği zaman da bunun hesabını kim verecek. Yaşanacak can kaybının acıları üzerinde ne siyasetler yapılacak. Ne hüzünlü fotoğraflar karelere yansıyacak.
Hadi günümüzün demode sözünü hatırladım yine “Analar Ağlamasın.”
Evet, analar ağlamasın bence de. Türkiye’nin ve bölgenin önemli bir süreçte geçtiği şu günlerde… Hem de her gün bir senaryonun cirit attığı ve kol gezdiği bir dönemde… Daha BBP Genel Başkanı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazası bile sıcaklığını koruduğu bir süreçte…
Şanlıurfa’ya sefer düzenleyen bir uçak’ın Allah göstermesin kaza yaşaması kim bilir hangi senaryoları havada uçuşturur ve tutuşturur. Her olayın senaryosunu bir çırpıda yazanlar yine diyorum Allah göstermesin böyle bir uçak kazasında kim bilir ne senaryolar döktüreceklerdir. Devreye sokun şu ILS cihazını. Yeter artık diyorum.
Yok efendim. Türkiye’de faal olarak çalışan 45 havaalanının sadece 26’sında bu cihaz bulunmaktaymış. Yani bu konuda Şanlıurfamız şanslı durumdaymış. Van, Adıyaman, Mardin, Erzincan, Maraş, Sinop gibi daha birçok havaalanında ILS cihazı yokmuş.
Bu cihazlar yabancı bir şirket tarafından Yap-İşlet-devret modeli ile anahtar teslimi yapılan ve çok hassas olan bir cihazmış. İlk kurulduğunda bu tür şikayetler dünyanın her yerinde olurmuş..Şu an Ankara Esenboğa Havalimanında aynı durum söz konusuymuş.Geçtiğimiz günlerde de İstanbul Atatürk Havalimanına inemeyen 64 uçak başka yerlere yönlendirilmiş. Bütün bunlar facianın önüne geçilmesinde fayda etmez. Deniz de bunu demedi demeyin.