Halit Güllüoğlu
9 Temmuz 2009
Gün olmaz ki Harran Ovasından ve yerleşimindeki yanlışlardan söz edilmesin. Bir şey eğer baştan hatayla doğmuşsa sonucu da ona göredir. Harran ilçemizin tarihi varlığıyla övünmek yetmiyor artık. Geleceği için yapılanlara ihtiyaç var.
Su gelsin de ne olursa olsun dedikte neler oldu bakın. Şanlıurfa’nın talihsizliği midir nedir? Dünyanın en ilkel sulama sistemiyle karşı karşıyayız. Erozyon su israfı tuzlanma ve neticede çoraklık. Mesele suya kavuşmaktı amma nasıl bir kavuşmak? İşte plansızlık ve programsızlık sonucu ortada.Heba olan nice araziler ve taşkın sular.Geri dönülmez masraflar söz konusudur.Devlet teşviklerle Harran çiftçisine bu açık sulamadan vazgeç desin nafiledir.Çünkü bu iş Devletin işidir.Şahsın şirketin işi değildir.Gerekli önlemlerin alınmaması halinde Harran gitti gidiyor.
Diğer gündem teşkil eden önemli konuya gelelim. İlçe haline getirilen Haranın yerleşimiyle ilgilidir. Neden ilçe yapıldı nasıl bu durumundan vazgeçileceğini tartışıp duralım. Fakat gerçeklerden kaçmadan. Hataların doğuşunu tahmin etmemek en büyük kusurdur ve onun bedelini suçsuz yüklemek kimin ayıbıdır düşünelim.
Şimdi Ovanın geleceğini tahmin ederek karamsarlığa düşmeyi bir yana bırakalım. Hakikaten de Harran neden ilçe oldu. Yerleşim alanı tarih ve tarım kokan bir diyarda “Beldelik” yeterli değil miydi? Baro Başkanı Sayın Demirkol’un “Harran İlçe Olmaktan Çıkarılmalıdır” açıklamasına kulak vermeli. Bu Harranı ve sakinlerini cezalandırmak amacı taşımamaktadır. Aksine kamu adına var olan bir sıkıntının giderilmesini hedeflemektedir.
Haranın yerleşkesi fazla bir nüfusu kaldırmaya müsait değildir. Zaten Kaymakam Hakimler Savcılar dışında kamu görevlikleri ikamet etmemektedirler. Edemezler, çünkü şartlar böyle. Her gün Şanlıurfa’dan gidip gelenlerde olduğu gibi. Ayrıca bir taraftan Harran’ın tam korunmamış SİT alanı ve tarım arazisi zaten yapılaşmaya kapalıdır. Öyle ise gerek mülki ve gerekse adli bakımdan Harran’ın ilçelik durumu tartışılmaya devam edeceğe benziyor.
Yukarıdan beri izaha çalıştığım nedenlerden dolayı tartışması süren ve durmak bilmeyen konularda; en doğrusu yapılmışları gözden geçirmektir. Doğrumuzla yanlışımızı karşılaştırarak. Harran’ın tarihi varlık olarak korunması, Turizme yönelik tesisleriyle değerlendirilmesi düşünülmelidir. Akçakale’ye yakınlığı göz önünde tutulduğunda çoğunluğun “neden ilçe yapıldı” diye şaşkınlığına rastlandığını inkar edemeyiz. Bunun yeniden ele alınıp alınmaması nasıl olur bilemeyiz.
Fakat bilinen o ki, ortada Haranla ilgili sorunların giderilmesinin gerektiğidir.
Hoşça kalın