Cüneyt Gökçe
1 Mayıs 2009
Kutlu doğum haftasını geride bıraktığımız bugünlerde yeni bir haftanın hazırlığı ile karşı karşıyayız.
14–20 Nisan tarihleri arasında kutladığımız Kutlu Doğum Haftası’nın ana teması “aile” idi. Dinimizin aileye bakışı, Hz. Peygamber’in örnek aile hayatı, Kadın ve ailenin toplumdaki yeri vb. konular, bütün detaylarıyla işlendi ve halkımızın istifadesine sunuldu. Sempozyum, panel, konferans ve benzeri etkinliklerle canlandırılan bu hafta, halkımızın büyük teveccühüne mazhar oldu. Her yıl farklı konular eşliğinde kutlanan bu haftalar gerçekten çok istifadeli olmaktadır.
Kutlu Doğum Haftası’nda “ana tema” belirlendiği gibi; son yıllarda kutlanan ve bu yıl 26ncısı idrak edilen Vakıf Haftası’nda da her yıl bir ana konu seçilmektedir. Su Medeniyeti ve Çevre Medeniyeti son iki yılın ana konuları olarak gündeme getirildiği bilinen bir husustur. Vakıflar haftasının bu yılki ana konusu ise “Sağlık” olarak belirlenmiştir.
4–10 Mayıs 2009 tarihleri arasında bütün yurtta çeşitli etkinliklerle kutlanacak olan bu haftanın çok önemli sonuçlar meydana getireceği muhakkaktır. Çünkü gerçekten de insanların en çok ihmal ettikleri konuların başında sağlıkları gelmektedir. Oysa sağlık insanın sahip olduğu en önemli sermayedir. Hatta Hz. Peygamber’in üzerinde ısrarla durduğu ve halkın çoğunun kıymetini bilmediğini vurguladığı iki önemli şeyden birisi sağlık, diğeri zamandır.
Henüz hastalanmadan önce; hastalanmamak için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmamız; -daha net bir ifade ile- sağlığımızı korumamız ve bir bakıma koruyucu hekimlik yapmamız; bizim öncelikli ve özellikli görevlerimiz arasında yer almaktadır.
Unutmayalım ki, mutluluğun önemli bir faktörü sağlık olduğu gibi; ibadetlerimizi sağlıklı yapmamız da “sağlıklı” olmamıza bağlıdır. Sağlam bir beden ile güzel bir oruç, tadına varılan bir namaz ve unutulmayacak bir hac vazifesi yerine getirilebilir.
Ölüm gelip çatmadan evvel hayatımızın, yoksulluk yakamıza yapışmadan önce elimizdeki maddi imkânların, ihtiyarlık bizi sınırlamadan evvel gençliğimizin, meşguliyetler bizi esir almadan önce zamanımızın değerini bilmemiz gerektiği gibi; hastalık bizi kuşatmadan önce de sağlığımızın kıymetini “iyi bilmek” durumundayız.
İşte Vakıflar-sağlık haftası münasebetiyle bu durumumuzu gözden geçirmek zorundayız. Bu vesileyle çevre bilincimizi ve insani duyarlılığımızı sorgulamak; kendimize ne kadar değer verdiğimizi muhasebe etmek ve kendi kendimize ne kadar vakit ayırdığımıza bakmak mecburiyetindeyiz. Bu muhasebenin sonunda; mesela, dişlerimiz ve bedenenimizin diğer üyeleri ile ne kadar ilgilendiğimiz ortaya çıkacak ve karnemiz netleşecektir.
Vakıflar-sağlık haftasının sağlık nesiller yetiştirilmesine vesile olması dileği ile…