Halit Güllüoğlu
3 Mart 2009
Sayın Valimizin İbrahim Halil Buluşmasıyla ilgili “ Davos” benzetmesi espri de olsa hoş bir teşebbüstür. Davosun bugünlerde başka neyi hatırlattığından bahsedecek değiliz. Biz “Mahmut Nedim” Efendinin Konağının Şanlıurfalıya neleri hatırlattığından söz etmek istedik. Vali Beyin özelikle Şanlıurfa tarihinin son kahramanları 12’lerin odasındaki heykelleri bayağı heyecan yarattı bizde. İbrahim Peygamberin Nemruda karşı mücadeleleri ile Şanlıurfalıların Emperyalis Avrupalıya karşı koyması elbetteki farklıdır. Amma her iki olayda da haksızlığa karşı baş kaldırmada birleşmek mümkün.Daha doğrusu bu iki bakış acısı da İlimizde önem taşımaktadır.
Dinler diyaloğuna bazılarınca gereken ilginin göstermediği söylenmiş olsa bile. Şanlıurfa’nın tanıtımı ve din turizmi açısından aslında çok yarar sağlamıştır. Yeter ki bu değerlendirmedeki kararlılığımız isabetli olsun.
Şanlıurfamızın gerçekten de ciddi bir Kurtuluş Müzesine ihtiyacı vardı. Mahmut Nedim Konağı bu açıdan hüzünlü günlerini geride bırakarak sevinçle kucağını açmıştır. Çünkü Fransız zamanın da burası da işgale uğramıştır.Bu konağın çevresini incelediğimizde mermi izleriyle karşılaşırız.Çetelerin kurşunlarıdır bunlar. Fransız’ı defetmek için verilen mücadelenin işaretleridir bunlar. Ayrıca binadan şehrin belirli yerlerine sıkılmış Fransız kurşunları da halen evlerde ve bazı minarelerde da acılı günleri çağrıştırmaktadır.
“12 ler” diye anılan Kurtuluş kahramanlarımızın Kaleboynundan düşman işgaline uğrayan konakta temsili de olsa varlıkları heyecan vericidir. O günlerde isyancı sayılan bu zatların;yakalanmaları halinde cezaları “İdamdı”.İşte Urfalılar Kahramanlık liyakatini hak etmesine rağmen siyasilerimizin geç kalmasından olacak ki “Şanlılık” la yetinmemiz gerekmiştir.Mahmut Nedim Beyin Osmanlı döneminde çok önemli mevkilerde görev yaptığı bilinmektedir. Kürkçüoğlu ailesi olarak yakın tarihe kadar bir çok aile bu konakta yaşadı.Daha sonra dağılmalarından dolayı bina harap hale gelmiştir.Urfalıların tanıdığı meşhur İnci Babası ne yapıp yapıp bu yeri satın almıştır.Yıllarca harabeye dönen Malikane diyebileceğimiz konak Vali Muzaffer Dilek zamanında kamulaştırıldı.Bu arada gerçek bir Devlet adamı gibi Şanlıurfa’daki icraatlarından dolayı Vali Bey Dileği anmak gerekir..
Ben Özel İdare Müdürlüğünde sözleşmeli Avukatlık yaptığımdan bu konudaki çalışmaların yakın tanığı ve vekiliyim.Çünkü bizzat kamulaştırma işlemlerinde bulundum.Aslında konağın tamir ve ihyası büyük masrafı gerektirmiştir. Amma insan geçmişini unutmasın diye geleceğiyle ilgili manevi değerler için maliyetleri elbetteki önemli saymayacaktır. Gazetemizdeki haberin İbrahim Halil Peygamberle ilgili buluşmalarından tutun da Vali Beyin Davosa kadar uzaması espriden öteye götürdü bizleri. Kurtuluş Tarihimizi ve 12’leri andık. Böylesi eserlerin korunmasının gereğini yapanların Şanlıurfalılarca minnetle ve taktirle anılacağını belirtmek isterim. Şanlıurfamızda daha pek çok güzeli eserlerin harap olmasına göz yumulmayacağı umudunu taşıyarak.Bu vesile ile Sayın Valimiz Yavaşcan’ı kutlarız bu çalışmalardan dolayı.
Hoşça kalın.