Mehmet Göncü
15 Ocak 2009
Hazreti Muhammed (s.a.) ait olan bu güzel söz, bir hadisi şeriftir. Gerçekten de çok anlamlı ve ciltler dolusu kitap yazılacak kadar da öğüt vericidir.
Zira; güzel, çirkin, izafı yani göreceli kavramlardır. Üstelik güzel de, çirkin de bir bütünün parçalarıdır.
Aslında çirkin diye bir şey de yoktur. Çirkini düşünen canlılar olarak bencil bir yaklaşımla biz insanlar uydurmuşuz . Bir kere kendimize soralım; “Ne, neye göre çirkin?” veya “Ne, neye göre güzel?” bu soruya net cevap vermek mümkün müdür?
Bence hayır!
Düşünün bir kere, kokuşmuş, bozulmuş bir et parçası bazı canlılar için kötü ve çirkin olabilir, ama bir leş yiyici sırtlan ve akbaba için çok güzel ve lezzetlidir.
Örneğin gece ve gündüz birbirinin zıddı ama birbirini tamamlayandır. şimdi gündüze güzel, geceye çirkin diyebilir miyiz?
Bu örnekleri yaşamın her boyutunda binlerce hatta sayısız bir şekilde çoğaltabiliriz.
Hepsi bir yana Evrenin ulu yaratıcısının çirkin veya yanlış bir şey yaratması mümkün müdür?
Haşa, asla ve katt’a.
Ulu yaradan ne yapmışsa, ne yaratmışsa hepsi güzeldir, hepsi olumludur, manalıdır ve faydalıdır.
Gül ve diken’e bakın, gül bize göre güzel, diken ise olumsuzluğu çağrıştırır.
Aslında; gül kendini koruyan dikeninden memnundur ve asla şikayetçi değildir.
Onun için, her gerçeği bilen cenabı peygamber efendimiz, “Sen hayırlı işi söyle, söylemeyeceksen de sus. Yani misalimizde olduğu gibi gülün güzelliğini gör ve anlat, dikenine karışma” demek istiyor.
Bende; O yüce peygamberin sözüne uyarak gülün rızasını almak mümkün olmadığından, dikenine karışmamayı düşündüğüm için, tüm yazılarımda bardağın boş tarafını, dolu tarafından görmeye çalışıyorum.
Saygı değer okuyucularım isterseniz bu günkü yazımızı da Mesnevi’den aldığım bir öyküyle bitirelim;
Mevlana Celaleddini Rumi, bir gün arkadaşları ile birlikte bir yerden geçerlerken ölü bir köpek leşine rastlarlar. Köpeğin, tefessüh etmiş olan pis kokusu etrafa yayılmış vaziyettedir. Mevlana’nın yanındakiler hep birlikte yüzlerini buruşturup burunlarını tutunca, yüce Mevlana onlara hitaben; “Bakın, bu köpeğin sedef gibi pırıl pırıl ne güzel dişleri var, yaradan ne güzel yaratmış” der. Yani, “Çirkinlikler içinde bile bir güzellik ararsan bulabilirsin” demek istemiştir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.
Köpekle alakalı konuyu hz ömer ve sevgili peygamber efendimizin yaşadıkları konu biliyordum